Adalet Sistemi
Türk adalet sistemi; bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerini benimseyen, görev ve yetki alanları özel kanunlarla düzenlenmiş, yapısal ve kurumsal olarak ayrışmış, birçok mahkeme, kurum ve müesseseden oluşmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 9. maddesine göre yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemeler tarafından yerine getirilmektedir. Türkiye'de yargı, kuvvetler ayrılığı temelinde yasama ve yürütmeyle birlikte üç erkten biridir.
Türk yargı sistemi; adli yargı (Cumhuriyet savcılığı, ilk derece mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleri ve Yargıtay), idari yargı (ilk derece mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay), anayasa yargısı (Anayasa Mahkemesi) ve uyuşmazlık yargısı (Uyuşmazlık Mahkemesi) şeklinde farklı kollara ayrılmaktadır. Bunların yanında seçim yargısı (Yüksek Seçim Kurulu) ve hesap yargısı (Sayıştay) da yargı sistemi içerisinde yer almaktadır.
Adalet sistemine yönelik temel politikaların belirlenmesi ve geliştirilmesi, adalet hizmetlerinin ulaşılabilir, etkin ve verimli bir şekilde sunulması gibi görevler ise Adalet Bakanlığının sorumluluğundadır.
Hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının mesleğe kabul, atama, terfi ve disiplin işlemleri anayasal ve bağımsız bir kurul olan Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından yerine getirilmektedir.
Yargı sisteminin önemli bir unsuru olan avukatlar, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan barolar bünyesinde mesleki faaliyet yürütmektedir. Türkiye Barolar Birliği (TBB) ise tüm baroların katılımıyla oluşan bir üst kuruluştur.
Hukuk Düzeni
Türkiye’de hukuk düzeni başta Anayasa olmak üzere kanun, kanun hükmünde kararname, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerle sağlanmaktadır. Uluslararası anlaşmalar, Anayasa gereği kanun hükmündedir ve bunlar için Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurulamamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre kanunlarla usulüne göre yürürlüğe konmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası anlaşmaların farklı hükümler içermesi durumunda uluslararası anlaşmalar esas alınmaktadır.
Türkiye, Avrupa Konseyine kuruluşundan üç ay sonra, Ağustos 1949’da davet edilmiş ve teşkilatın kurucu üyeleri arasında sayılmıştır. Türkiye, insan haklarını ve temel özgürlükleri korumak amacıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) imzalamıştır. Türkiye AİHS’nin denetim sürecine, bireysel başvuru hakkını 1987’de, AİHM’in zorunlu yargı yetkisini 1990’da kabul ederek dahil olmuştur.
Bireylerin hak ve özgürlükleri yalnızca kanunla kısıtlanabilmektedir. Hukukun üstünlüğü, mahkemelerin ve hâkimlerin bağımsızlığı ve hâkim güvencesi esastır. Duruşmalar herkese açıktır. Herkes hâkim önünde meşru araç ve yollardan yararlanarak hak arama özgürlüğüne ve adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiç kimsenin, kanunen tabi olduğu mahkemeden başka merci önüne çıkarılması mümkün değildir.
Yargılama hakkı sadece tarafsız ve bağımsız hâkimlere verilmiştir. Hâkimler ile savcılar, adli ve idari yargı hâkimleri olarak görev yapmaktadır. Hâkimler ve savcılar azlolunamamakta, kendileri istemedikçe 65 yaşından önce emekli edilememekte, bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması nedeniyle bile olsa aylık ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun bırakılamamaktadır.
Hukuk devletinin gereği olarak Türkiye’de, kamu görevlileriyle ilgili disiplin cezaları dâhil, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.
Yargı Organları
Türk adalet sisteminde, uyuşmazlıkları çözmekle görevli genel yargı kolu olan adli yargı dışında, idarenin işlem ve eylemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmekle görevli idari yargı kolu da bulunmaktadır. Yargı ayrılığı olarak adlandırılan bu sistemde adli ve idari yargı olmak üzere iki farklı yargı kolu vardır.
Her iki yargı kolunda da kanun yolları, istinaf ve temyiz olarak iki derecelidir.
Ceza davalarının ve hukuki uyuşmazlıkların çözümlendiği adli yargı, Anayasa’nın veya kanunların başka bir yargı koluna bırakmadığı uyuşmazlıkları çözmekle görevli genel yargı koludur. Adli yargı kendi içerisinde hukuk ve ceza yargısı olmak üzere ikiye ayrılmış olup ceza yargısında, kamu adına iddia makamı olarak görev yapan Cumhuriyet savcıları da yer almaktadır.
Mahkemelerin bulunduğu her il merkezi ve ilçede o il veya ilçenin adıyla anılan bir Cumhuriyet Başsavcılığı bulunmaktadır. Cumhuriyet Başsavcılıklarında yeteri kadar Cumhuriyet savcısı görev yapmaktadır. Kolluk kuvvetleri Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı olarak soruşturma işlemlerini yürütmektedir. Resen veya şikâyet üzerine ceza soruşturmalarının yapılması, kamu davalarında yargılama faaliyetlerine katılarak gerektiğinde kanun yollarına başvurulması, kesinleşen mahkeme kararlarının infazıyla ilgili işlemlerin yürütülmesi ve kanunlarla verilen diğer görevlerin ifa edilmesi Cumhuriyet başsavcılıklarının görevleri arasındadır. Cumhuriyet savcıları hâkimlik teminatına sahiptir.
İstanbul (Çağlayan) Adliyesi Duruşma Salonu
İlk derece yargılamasında bazı uyuşmazlıklar ihtisas mahkemeleri veya ihtisaslaşmış mahkeme dairelerince çözümlenmektedir.
Adli yargı ilk derece ceza mahkemeleri; sulh ceza hakimlikleri, asliye ceza mahkemeleri, ağır ceza mahkemeleri, çocuk ağır ceza mahkemeleri, çocuk mahkemeleri, icra ceza mahkemeleri, fikri ve sınai haklar ceza mahkemeleri ve infaz hakimlikleridir. Adli yargı ilk derece hukuk mahkemeleri ise; genel görevli sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri ile ihtisaslaşmış asliye ticaret mahkemeleri, icra hukuk mahkemeleri, kadastro mahkemeleri, iş mahkemeleri, tüketici mahkemeleri, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri ve aile mahkemeleridir.
Adli yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı istinaf başvurularını inceleyip karara bağlamakla görevli yargı mercii bölge adliye mahkemeleridir. Bölge adliye mahkemeleri halihazırda 18 ayrı bölgede kurulmuştur.
Adliye mahkemeleri tarafından verilen ve kanunların başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümleri temyiz mercii olarak inceleyip karara bağlamakla görevli mercii Yargıtaydır. Yargıtay, ceza ve hukuk daireleri ile ceza ve hukuk genel kurullarından oluşmaktadır.
İdari işlem ve eylemlerin hukuka uygunluk denetiminin yapıldığı yargı kolu idari yargıdır. Yargılamalarda yazılı yargılama usulü geçerli olup incelemeler evrak üzerinden yapılmaktadır. İdari yargı ilk derece mahkemeleri idare ve vergi mahkemelerinden oluşmaktadır.
İdare mahkemeleri ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararlara karşı yapılan itiraz ve istinaf başvurularını inceleyip karara bağlamakla görevli yargı mercii Bölge İdare Mahkemeleridir. Bölge idare mahkemeleri halihazırda dokuz ayrı bölgede kurulmuştur.
Belirli idari davalara ilk derece mahkemesi olarak bakmakla, diğer idari davalar açısından ise temyiz incelemesini yapmakla görevli yargı mercii Danıştaydır.
Uyuşmazlık Mahkemesi, adli ve idari yargı organları arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmekle görevli yüksek mahkemedir.
Yargıtay