Loading...

SOSYAL HİZMETLER VE SOSYAL YARDIMLAR

Çocuklara Yönelik Hizmetler
T
ürk toplumunda çocukların gözetilmesi ve korunması, kültürel ve manevi değerlerin bir yansıması olarak tarih boyunca üzerinde hassasiyetle durulan bir konu olmuştur. Yardımlaşma ve dayanışma prensiplerine dayanan toplumsal temeller, çocukluğa bakışı ve çocuk algısını biçimlendirmiştir. Çocukların sağlıklı bir şekilde büyümeleri ve gelişmeleri hem aile hem toplum hem de devletin temel vazifeleri arasında yer almıştır.

Türkiye’de çocuğa önem vermek, onu ve haklarını korumaya yönelik kurumların kurulmaya başlanması 19. yüzyıla dayanmaktadır. Türk tarihinde kimsesiz çocuklara da özel önem verilmiş olup ıslahevlerinin kurulması ile temeli atılan çocuk bakım sisteminin gelişiminde 20. yüzyılda genel olarak uluslararası alandaki gelişmeler ile doğrusal bir süreç yaşanmıştır.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde, çocukların ilk bakım ve korunmasından öncelikle aileler sorumlu tutulmakla birlikte, çocukların hayatta kalma, gelişim, korunma ve katılım hakları rollerinin desteklenmesi ve garanti altına alınması gerektiğinin altı çizilmektedir.

Çocuklara yönelik hizmetlerin bütüncül olarak değerlendirilebilmesi için çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunarak, sağlıklı gelişimlerini temin etmek üzere belirlenen ulusal politika ve stratejilerin yerelde uygulanması için gerekli çalışmaların koordine edilmesi, çocuklara yönelik sosyal hizmet ve yardım faaliyetlerinin yürütülmesi, bu alanda ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile gönüllü kuruluşlar arasında iş birliği ve koordinasyonun sağlanması sorumluluğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına verilmiştir.

Bakanlık tarafından yakın dönemde özellikle çocukların aileler yanında desteklenmesini önceleyen politika anlayışı ön plana çıkarılmış olup bu doğrultuda sosyal ve ekonomik destekler yoluyla çocukların ailelerinin yanında bakımlarının ve gelişimlerinin sağlanmasına öncelik verilmeye başlanmıştır.

Korunma altına alınması gereken çocuklar için de benzer bir yaklaşım benimsenmiştir. Bununla birlikte, son yıllarda özellikle koruyucu aile hizmetinin ülke genelinde yaygınlaştırılmasına ve kuruluş bakım modelleri içerisinde aile ortamına en yakın bakım türler olarak değerlendirilebilecek ev tipi bakım modellerine ağırlık verilmeye başlanmıştır.

Çok sayıda çocuğun barındırıldığı yurt ve yuvalar kapatılarak aile ortamına yakın, çocukların psikolojik ve ruhsal gelişimlerine daha elverişli ev tipi yatılı birimler olan çocuk evleri ve çocuk evleri siteleri (ÇES) modeline geçilmiştir. Bu kapsamda 2002 yılında 186 koğuş tipi yurt ve yuvada 21 bin çocuk bulunmaktayken 2022 Mart ayı itibarıyla 112 çocuk evleri sitesi, 66 Çocuk Destek Merkezi (ÇODEM), 1.192 çocuk evi olmak üzere toplam 1.370 kuruluşta 13. 530 çocuk bulunmaktadır.

Çocukların kurum bakımına alınmadan aile birlik ve bütünlüğü içinde sağlıklı büyümelerini sağlamak amacıyla verilen hizmetlerden olan “Sosyal ve Ekonomik Destek (SED) Hizmeti”nden 2022 yılı Mart ayı itibarıyla ailesi yanında 144.892 çocuk yararlandırılmaktadır. Koruyucu ailelerin yanında bakımı sağlanan çocuk sayısı 8. 585; evlat edinme hizmetinden faydalandırılan çocuk sayısı ise 18.487’dir.

Risk altında bulunan çocuklar için koruyucu ve önleyici hizmet sunan “Mobil Çocuk Sosyal Hizmet Birimleri” 2018 yılında faaliyete geçirilmiştir. Bu birimler, şehirlerin dezavantajlı bölgelerinde bulunan okullar başta olmak üzere 15 bini aşkın okul ile eşleştirilmiş; 81 ilde sosyal hizmet müdahalesine ihtiyaç duyan risk altındaki çocukların tespit edilmesi amacıyla kurulan birimler ile 79 bini aşan çocuk ve aile görüşmesi yapılmıştır.

Gerek kamu kurum ve kuruluşlarında gerekse özel sektörde devlet korumasında yetişmiş gençlerin kariyer hedeflerine ulaşması için verilen destekler kapsamında devlet koruması altında yetiştirilen 58 bini aşan genç kamuda istihdam edilmiştir.
Risk altında bulunan çocuklar için koruyucu ve önleyici hizmet sunan “Mobil Çocuk Sosyal Hizmet Birimleri” 2018 yılında faaliyete geçirilmiştir.
Engelli ve Yaşlılara Yönelik Hizmetler
A
ile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca engelli ve yaşlı bireylerin, hayatın her alanında yer almalarını sağlamak ve toplumsal hayata katılımlarının önündeki engelleri kaldırmak için “hak temelli” bir bakış açısı benimsenmektedir. Bu doğrultuda engelli ve yaşlı bireylerin kendi sosyal çevrelerinden ayrılmadan yaşamlarını bağımsız şekilde sürdürmeleri için hak temelli bir yaklaşımla erişilebilirlikten istihdama, eğitimden ekonomik güvenliğe, sosyal yardımdan sosyal hayata katılıma, bakım hizmetlerinden aile destek hizmetlerine kadar birçok sosyal hizmet alanında bütüncül bir politika ve hizmet sunumu gözetilmektedir.

Bu doğrultuda, 2005 yılında kabul edilen 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun ile engellilik alanında önemli bir adım atılmıştır. Bu Kanun ve akabinde gelen düzenlemelerle engelli bireylerin bakım hizmetlerinden sağlığa, eğitimden istihdama, ücretsiz seyahat hakkından vergi indirimlerine kadar tüm alanlarda gerekli çalışmalar yapılmıştır. Söz konusu Kanun ve alt düzenlemeleriyle Türkiye’de ilk kez 1.500 maddelik engelliler hukuku oluşturulmuştur.

Kurumsal bakım ihtiyacı bulunan engelli bireylere, yaş, cinsiyet ve engeline uygun olarak, kuruluşlar veya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca ruhsatlandırılan özel bakım merkezlerinde bakım ücretleri karşılanarak bakım hizmeti vermeye devam edilmektedir. Bu kapsamda 2022 yılı Mart ayı itibarıyla 400 engelsiz bakım merkezinde 32 bini aşan engelli bireye yatılı bakım hizmeti sunulmaktadır.

Engelli bireylere yönelik, her ilde en az bir merkez olacak şekilde Türkiye genelinde 130 Gündüz Engelsiz Yaşam Merkezleri ülke genelinde yaygınlaştırılmaktadır. Bu sayede engelli bireylerin öz bakım becerileri diğer taraftan da sosyal yaşam becerileri geliştirilerek toplumsal yaşamın aktif birer üyeleri olmaları sağlanmaktadır.

Ayrıca toplum temelli bakım hizmeti anlayışıyla 2008 yılında başlatılan ve 2022 yılı Mart itibarıyla sayısı 148’e ulaşan -ev tipi sosyal hizmet olarak da tanımlanan- Umut Evlerinde engelli bireylere hizmet verilmektedir. Mahalle ortamında, apartman daireleri şeklinde seçilen bu evlerde 4 ila 6 engelli bireyin, bakım elemanının refakati ve mesleki personelin gözetiminde bakımları sağlanmaktadır.

Bakım merkezlerinin yanında bakıma ihtiyacı olan ve ekonomik yoksunluk içerisinde bulunan engelli bireylere Evde Bakım Yardımı sağlanmaktadır. Bu kapsamda Bakanlığımızca 2022 yılı Mart ayı itibarıyla 532.337 kişiye toplamda 70 milyar TL evde bakım yardımı yapılmıştır.

Engelli bakım hizmetleri alanında, evinde bakımı sağlanan fakat evde bakıma destek yardımı veya gündüz/yatılı kurum bakımı hizmetlerinden yararlanamayan engelli bireylerin ailelerinin engelli bireyin kişisel bakımına yönelik işlerde desteğe ihtiyacının bulunması halinde “Evde Bakıma Destek Hizmeti” sunulmaktadır. Evde Bakıma Destek Hizmeti resmi bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde görevli bakıcı personel tarafından, bakıma ihtiyacı olan engelli bireyin ikametgah adresine giderek evinde belirlenen gün ve saatlerde gerçekleştirdiği bakım hizmetidir.
2018 yılında, idari kayıtları baz alan ve Engelli Sağlık Kurulu Raporu kaydına dayanan yaklaşık 2,5 milyon engelli vatandaşın kayıtlı olduğu Ulusal Engelli Veri Sistemi oluşturulmuştur.

Engelli istihdamına yönelik çalışmalarla, engelli vatandaşların toplumla bütünleşmeleri sağlanmaktadır. Bu kapsamda 2002 yılına kadar atanan engelli memur sayısı 5.777 iken, bugün bu sayı 65.662 olmuştur.

Ülkemizdeki yaşlılara ilişkin temel yaklaşım; yaşlıların aileleri ve yakınlarıyla birlikte, bulundukları çevrede, aktif ve sağlıklı yaşlanma çerçevesinde yaşlanma sürecini geçirmelerini sağlamaktır. Bu kapsamda yaşlıların bakımdan sağlığa, istihdamdan erişilebilir çevreye, her alanda haklarını etkin kullanmalarını sağlayarak, yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.

Bakanlıkça 2016 yılında ülkemizde ikamet eden ve sosyal hizmete ihtiyaç duyan, 65 yaş üstü yaşlı bireylerin korunması ve desteklenmesi amacıyla, biyo-psiko sosyal bakıma ihtiyacı olanların yaşadıkları mekânlarda gerekli olan bakımlarının yapılarak yaşamlarını kolaylaştıran Yaşlı Destek Programı (YADES) başlatılmıştır. Program kapsamında, evde bakım, gündüz bakım, evde sağlık, manevi destek, gönüllülük faaliyetleri gibi çeşitli hizmet modelleriyle bütünleşik bakım hizmetleri geliştirilmiştir.

Bakanlıkça 2022 yılı Mart ayı itibarıyla yatılı kurum bakımı talebi olan 165’i kamuya, 267’si özel sektöre, 19’u diğer kamu kuruluşuna (MEB, Belediyeler) ait olmak üzere ülke genelinde toplam 451 huzurevinde 26 bini aşkın yaşlı bireye hizmet verilmektedir.

Ayrıca 2012 yılında Bakanlıkça başlatılan Yaşlı Yaşamevi Projesi ile 8 adet Yaşlı Yaşamevinde 25 yaşlı bireye ev ortamında hizmet sunulmaktadır. Yaşlı bireyler için hayata geçirilen sayıları 32’ye ulaşan Gündüz Yaşam Merkezlerinde psiko-sosyal rehabilitasyon, gündüz bakım ve evde destek hizmetleri verilmektedir.

Ülkemizde 2002 yılında 63 resmi huzurevinde 4.952 yaşlı bireye hizmet verilmekteyken, 2022 Mart ayı itibarıyla, Darülaceze Başkanlığı da dâhil olmak üzere, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı 165 resmi huzurevinde 12.901 yaşlıya; 19 diğer kamu kuruluşlarına ait huzurevlerinde 1.688 yaşlıya hizmet verilmektedir. 2002 yılında yaşlılara hizmet veren 22 özel huzurevi mevcutken; 2022 yılı Mart ayı itibarıyla bu sayı 267’e ulaşmış ve 11.598 yaşlı bireye bakım hizmeti verilmektedir.

Engelli ve yaşlı bireyler başta olmak üzere herkes için olmazsa olmaz bir diğer konu da erişilebilirliktir. Engelli ve yaşlı bireylerin haklarını etkin kullanmalarını ve hayatın her alanına tam katılımını sağlamak açısından erişilebilirlik ön şart olarak kabul edilmektedir. Erişilebilirlik tüm haklardan faydalanmak için bir ön koşul iken, aynı zamanda temel bir haktır. Bakanlığımız tarafından kurulan “Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Sistemi” ile binaların erişilebilir hâle getirilmesi için öz değerlendirme yapma imkânı sağlayan “Erişilebilirlik Değerlendirme Modülü” (ERDEM), belirlediğimiz ulusal erişilebilirlik standartları, desteklediğimiz erişilebilirlik projeleri, düzenlediğimiz atölye, çalıştay, yarışma, erişilebilirlik ödülleri ve programlar ile erişilebilirlik alanında uygulamaların tüm paydaşların faaliyet alanlarında yaygınlaştırılması teşvik edilmektedir.

Engelli ve yaşlı bireylerin toplumsal hayata katılımını güçlendirmek amacıyla belediyeler aracılığıyla özel halk otobüsleri ve deniz ulaşım araçlarına ücretsiz seyahat kapsamında gelir desteği ödemesi yapılmaktadır.

Turizm Ülkesi Türkiye
Geleneksel Sanatlar
Tiyatro
Türk Mutfağında Öne Çıkan Lezzetler
Aile ve Toplum Hizmetleri
2
013 yılından itibaren hizmet vermeye başlayan Sosyal Hizmet Merkezlerinde (SHM) çocuk, genç, kadın, erkek, engelli, yaşlı, şehit yakını, gaziler, aileler ve topluma yönelik koruyucu, önleyici, destekleyici, geliştirici hizmetler ile rehberlik ve danışmanlık hizmetleri sunulmakta, ayrıca Aile Sosyal Destek Programı (ASDEP) aracılığıyla ailelerin ilgili hizmetlerden yararlandırılması, rehberlikte bulunulması ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi amacıyla kapsayıcı sosyal hizmet sunumu sağlanmaktadır. 2017 yılında başlayan ASDEP ile 2022 yılı Mart ayı itibarıyla 3,9 milyon haneye ulaşılmıştır.

Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgeleri başta olmak üzere ülkemizin birçok yerinde kadınların psiko-sosyal, sosyo-kültürel, mesleki ve kişisel yönden gelişimlerine destek olmak amacıyla 256 “Aile Destek Merkezi (ADEM)” ve 34 “Sosyal Dayanışma Merkezi (SODAM)” hizmete açılmıştır.

Çiftlerin aile içi iletişim, ilişki, vb. sorunları ile ilgili süreçleri sağlıklı olarak yönetebilmeleri amacıyla verilen danışmanlık hizmetine "Aile Danışmanlığı" denilmektedir. Bu hizmet 81 ilde Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve Sosyal Hizmet Merkezlerindeki uzman personel aracılığı ile ücretsiz olarak verilmektedir.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı evlenecek çiftlere yönelik Evlilik Öncesi Eğitim Programı, Aile Eğitim Programı ve Aile Danışmanlığı programları kurulacak ailenin sağlıklı ve uzun ömürlü olması amacıyla yürütülmektedir. “Aile Danışmanlığı” hizmeti kapsamında 79 bin başvuruya cevap verilmiş, Aile Eğitim Programı (AEP) çerçevesinde “Madde Kullanım Riski ve Madde Bağımlılığından Korunma” modülü ile Yeşilay iş birliğinde “Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitimleri” kapsamında 904 bin kişiye “Uyuşturucu ile Mücadele” konusunda farkındalık eğitimi verilmiştir.

Afet ve acil durumlarda psiko-sosyal destek ekipleri tarafından birey, aile ve toplumun en kısa zamanda normal yaşantılarına dönmeleri ve psikolojik olarak en az şekilde etkilenmeleri için 2014 yılından beri 157 afet ve acil duruma, 8 bin 548 meslek elemanı ile müdahale edilmiştir.

Türkiye’deki çocuk nüfusu oranına bakıldığında; Türkiye’de 2021 yılında 1.079.842 çocuk doğmuştur. Bunların %51,3’ü erkek, %48,7’si kızdır.

Türkiye’de kişilerin %67,6’sı mutluluk kaynağı olarak ailelerini belirtmektedir

Ayrıca aile konusunda düzenli olarak her beş yılda bir TAYA (Türkiye Aile Yapısı Araştırması) yapılmakta ve sonuçları bilimsel çevrelerle ve kamu kurumlarıyla paylaşılmaktadır.
256 “Aile Destek, Merkezi (ADEM)” ve 34 “Sosyal Dayanışma Merkezi (SODAM)” hizmete açılmıştır.
Kadına Yönelik Hizmetler
K
adınlara yönelik önceki başlıklarda verilen hizmetlerin yanı sıra kadınların üretkenliklerini artırmak amacıyla Kadın Kooperatifleri güçlendirilmektedir. Bu kapsamda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı koordinasyonunda, Ticaret Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikte 30 Ekim 2018’de imzalanan “Kadın Kooperatiflerinin Güçlendirilmesi İş Birliği Protokolü” yürürlüğe konulmuş ve 81 ilde “Kadın Kooperatifçiliği Çalışma Grubu” oluşturulmuştur. 81 ilde 2019 yılından bugüne kadar gerçekleştirilen çalışmalar ile 530 yeni kadın kooperatifinin kurulması desteklenmiştir.
Kadın Kooperatifi
Sosyal Yardımlar
Türkiye, sosyal yardım programlarını sosyal adalet ilkesi çerçevesinde hiçbir siyasi, ideolojik, felsefi ve dini ayrım gözetmeksizin muhtaçlık temelinde oluşturmakta ve sürdürmektedir. Bu temelden hareketle uygulanan sosyal yardım programları objektif kriterler çerçevesinde Anayasa'da ifadesini bulan sosyal devlet ilkesi gereği "kamu hizmeti" olarak sunulmaktadır. 2003 yılından bu yana temel ilkeleri, yararlanma kriterleri ve tutarları belli "düzenleyici-kapsayıcı" sosyal yardım programları oluşturulmuş ve hizmetler geliştirilmiştir.
Türkiye, sosyal yardım programlarını sosyal adalet ilkesi çerçevesinde hiçbir siyasi,
ideolojik, felsefi veya dini ayrım gözetmeksizin muhtaçlık temelinde oluşturmakta ve
sürdürmektedir. Bu temelden hareketle uygulanan sosyal yardım programları objektif
kriterler çerçevesinde Anayasa’da ifadesini bulan sosyal devlet ilkesi gereği “kamu hizmeti”
olarak sunulmaktadır. 2003 yılından bu yana temel ilkeleri, yararlanma kriterleri ve tutarları
belli “düzenli-kapsayıcı” sosyal yardım programları oluşturulmuş ve hizmetler geliştirilmiştir.

Mevzuat hükümleri doğrultusunda her il ve ilçede kurulu olan 1.003 “Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Vakfı” ve “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlükleri” aracılığıyla 40’tan
fazla sosyal yardım programı faaliyetlerini yürütmektedir. Yürütülmekte olan sosyal yardım
programları düzenli ve süreli nitelikte olmak üzere aile yardımları, barınma ve gıda yardımları,
engelli ve yaşlı yardımları, sağlık yardımları, eğitim yardımları ve proje destekleri olarak sınıflandırılmaktadır.
Büyüyen Türkiye’de Paylaşılan Refah
2
002-2021 döneminde ekonomi alanında sağlanan başarılarla elde edilen büyümeyle birlikte ihtiyaç sahibi ailelere artan miktarlarda kaynak aktarımı yapılmıştır. Bu süreçte özellikle kapsayıcı ve tematik sosyal yardım programları geliştirerek ihtiyaç sahibi vatandaşlara yönelik hizmetler geliştirilmiştir.

Sosyal yardımlar alanında elde edilen ilerlemelerin yanı sıra ülkemiz insani gelişmede de çağ atlamıştır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) verilerine göre 2002 yılında ülkemiz “Orta İnsani Gelişme” seviyesinde iken; 2009 yılından itibaren “Yüksek İnsani Gelişme” seviyesine ulaşmış, 2018 yılında tarihinde ilk defa “Çok Yüksek İnsani Gelişme” seviyesine, 2019 yılında da ikinci kez “Çok Yüksek İnsani Gelişme” sınıfında yer alma başarısını göstermiştir. İnsani gelişmedeki ilerlemenin ölçütü olan endekste, Türkiye son 29 yılda %40,7’lik artış kaydetmiştir.

Sosyal yardımların sunumunda temel yaklaşımımızı ortaya koyan bir diğer husus ise çalışabilir durumdaki sosyal yardım yararlanıcılarının bir an önce istihdama kazandırılmasıdır. Uzun vadeli yoksullukla mücadele stratejisi kapsamında sosyal yardımlar, yoksulluğu azaltmak için araç olarak kullanılmaktadır. Bu çerçevede 2010 yılından itibaren çalışabilir durumda olan sosyal yardım yararlanıcıları İŞKUR’a kaydedilerek istihdama kazandırıcı faaliyetlerden faydalandırılmaktadır. İşe yönlendirilen kişilerin işe yerleşmesi durumunda bir defaya mahsus brüt asgari ücretin 1/3’ü kadar işe başlama desteği sunulmaktadır. Böylece iş gücü piyasası ile sosyal yardımlar arasındaki entegrasyon güçlendirilmektedir.
2010 yılından itibaren çalışabilir durumda olan sosyal yardım yararlanıcıları İŞKUR’a kaydedilerek istihdama kazandırıcı faaliyetlerden faydalandırılmaktadır. 
COVID-19 Salgın Döneminde Sosyal Yardımlar
C
OVID-19 salgınının olumsuz etkileri ile mücadele kapsamında Salgın “Sosyal Destek Programı” hayata geçirilmiş, “acil durum hali” ilan edilmiş, belirli sosyal yardım programlarının tutarları artırılmış, periyodik payların artırılmasına karar verilmiş, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına ek periyodik pay aktarılmıştır.

İhtiyaç sahibi hanelere Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan belirlenen usuller çerçevesinde Salgın Sosyal Destek Programı (Faz I, Faz II, Faz III) adı altında sunulan yardım merkezi ödeme yöntemiyle ulaştırılmıştır. Ayrıca “Biz Bize Yeteriz Türkiyem Milli Dayanışma Kampanyası” ile de devlet-millet el ele vererek salgın nedeniyle dönemsel yoksulluk yaşayan hanelere ilave destekler sunulmuştur.

Öte yandan 29 Nisan 2021-17 Mayıs 2021 tarihleri arasında tam kapanma uygulaması döneminde “Tam Kapanma Sosyal Yardım Programı” da hayata geçirilmiştir.
Sosyal Yardımlarda Güçlü Bilişim Altyapısı
S
osyal yardım hizmetlerinin daha hızlı ve kaliteli sunulmasında bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılmasını sağlamak oldukça önem taşımaktadır. Türkiye’de sosyal yardım programlarının uygulanma ve yönetiminde gelişmiş bilişim sistemleri kullanılmaktadır. Bu gelişmiş bilişim sistemleri arasında en önemlisi dünyada örnek olarak gösterilen “Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemidir (BSYBS).” Sistem; yoksul ve muhtaç kişilerin başvurularının alınmasından yardım ödemelerine kadar olan tüm prosedürün gerçekleştirilmesine imkan tanımakta ayrıca yardım ödemeleri ve takibinin sağlanmasını mümkün kılmaktadır.

Sistem sayesinde sosyal yardım hizmetleri şeffaf ve hesap verilebilir hale getirilmiş, mükerrerlik, koordinasyonsuzluk gibi sorunlar ortadan kaldırılmıştır. Böylece vatandaşlar muhtaçlıklarını ispatlama gibi bir külfetten kurtarılmış ve 15-20 gün süren yardım başvuru süreci dakikalar ile ifade edilen bir zaman dilimine düşürülmüştür. Ayrıca “ALO 144 Sosyal Yardım Hattı” ile kişilerin sosyal yardımlar hakkında ilk elden bilgi sahibi olması sağlanmaktadır.


“BENİM TÜRKİYEM”

Siz de sizin gözünüzden Türkiye'yi anlatarak bize katkıda bulunabilirsiniz.