T
ürkiye’nin BMİDÇS’ye 189. taraf olarak katılması ve Paris İklim Anlaşması’nı onaylaması iklim değişikliğinden kaynaklanan sorunlara yönelik politikalar geliştirmesi ve yeni sürece uyum sağlaması coğrafi ve stratejik konumundan kaynaklanmaktadır. Türkiye’de özellikle son yıllarda, değişen iklim şartlarının da etkisi ile meteorolojik afetlerin sayıları, etkili oldukları süre ve şiddetlerinin arttığı, daha önce sık görülmeyen bazı afet türlerinin meydana gelmeye başladığı görülmektedir. Akdeniz havzasında yer alan ülkemizde meteorolojik afetlerin sayısı, süresi ve şiddeti artmaktadır. Son yıllarda iklim değişikliğinin etkilerine bağlı olarak sayı ve sıklığı artan meteorolojik kaynaklı aşırı hava olaylarının ciddi can ve mal kayıplarına sebebiyet vermesi ve iklim değişikliğinin ekonomik, sosyal ve çevresel zararlarının görünür hâle gelmesi sonucunda, iklim değişikliğinin etkilerine uyum konusundaki çalışmalara ülkemizde hız verilmiştir.
Paris İklim Anlaşması’nın Onaylanması
Ülkemizin Paris İklim Anlaşması’nı onaylaması iklim değişikliği ile mücadelesi bakımından bir dönüm noktası olmuştur. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, ülkemizin lehine olacak koşullar altında 21 Eylül 2021 tarihinde Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurulu’nda Paris İklim Anlaşması’nı onaylayacağımızı açıklamıştır. Bu açıklama uluslararası arenada ve tüm platformlarda iklim değişikliğiyle mücadele noktasında titizlikle çalıştığımızı ve iklim diplomasisinin ülkemize yakışan şekilde başarıyla yürütüldüğünü göstermektedir. Aynı zamanda bu çabalar iklim meselesindeki samimiyetimizi ve hassasiyetimizi ispatlamaktadır. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 27 Eylül 2021 tarihinde gerçekleşen kabine toplantısının ardından yaptıkları konuşmada ise Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefini açıklamıştır. Bu açıklamaların ardından 2016 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması Gazi Meclisimizde oy birliğiyle kabul edilmiştir. Böylece ülkemiz ve ortak evimiz dünya için yeni ve tarihi bir dönem de başlamıştır. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna dair inançla mazlumun ve mağdurun yanında durarak Türkiye’yi küresel iklim değişikliğiyle mücadelenin en önemli aktörü haline getirmek temel hedefler arasındadır. Yeşil Kalkınma Devrimi ile bir yandan sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak, diğer yandan 2053 Net Sıfır Emisyon hedefine başarıyla ulaşmak da bu hedefin gerçekleştirilmesi konusunda benimsenen temel ilkelerdir.
Dönüşüme Doğru Giden Yolda
Bakanlığın Adının Değiştirilmesi ve Kurumsal Reformlar
İklim değişikliğiyle mücadelede etmek, hedeflerimize ulaşabilmek için devrim niteliğinde köklü yapısal reformlar da gerçekleştirilmektedir. Bu adımlardan ilki Çevre ve Şehircilik Bakanlığının adının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı (ÇŞİDB) olarak değiştirilmesidir. Ayrıca İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu ile İklim Değişikliği Başkanlığının ve Çevre Ajansının kurulması ile yeni dönemin ihtiyaçlarına cevap verecek kurumsal teşkilatlanma gerçekleştirilmiştir. Ortak evimiz dünyamız için alınan devrim niteliğindeki bu kurumsal reformlar; eğitimden kültüre, ekonomiden tarım, sanayi ve şehirciliğe kadar tüm alanlarda derin değişimlere sebep olan iklim değişikliğiyle mücadelemiz bakımından ülkemizi daha güçlü kılacaktır.
İklim Değişikliği Eylem Planlarının Hazırlanması
İklim değişikliğiyle mücadele etmek üzere hazırlanan İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem
Planı ile iklim değişikliğinden etkilenecek sektörlerin uyumuna yönelik hedefler belirlenmiştir.
ÇŞİDB koordinasyonunda 2030 ve 2053 yıllarına
dönük orta ve uzun dönemli hedefler kapsamında
güncelleme çalışmalarına başlanmıştır.
İklim değişikliği kaynaklı afetler, bölgeler özelinde tedbirlerin alınmasını da gerektirmiştir. Bu
kapsamda, mevcut ve olası iklim değişikliği etkilerini ve çözüme yönelik eylemleri içeren Bölgesel
İklim Değişikliği Eylem Planları hazırlanmıştır.
Bunların geliştirilmesi maksadıyla, bölgesel kırılganlık analizi çalışmalarına başlanmıştır. Bu
analizler kent ölçeğindeki Yerel İklim Değişikliği Eylem Planlarına da temel teşkil edecektir. Bu
kapsamda dört büyükşehir belediyesi (Konya,
Muğla, Sakarya, Samsun) pilot il olarak belirlenmiş ve bu illerin etki/etkilenebilirlik ve risk analiz
çalışmalarına başlanmıştır.
Yerel İklim Değişikliği Eylem Planlarının diğer belediyelerce de hazırlanması ve yaygınlaştırılması
hedeflenmektedir.
Türkiye Ulusal İklim Portalı
İklim değişikliği ile mücadele konusunda erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesine yönelik hedeflerden biri de İklim Portalı kurmaktır. Bu hedef doğrultusunda; 81 şehrimizin tamamında, tüm doğal alanlar ve şehir merkezlerinde afet erken uyarı sistemlerinin kurulması planlanmaktadır. Bu sistemle olası afet alanlarına yakın yerlerde yaşayan vatandaşlarımız hızlıca bilgilendirecek, can ve mal güvenliği en üst düzeyde güvence altına alınacaktır. Böylece ulusal ve yerel iklim değişikliğine uyum politikalarının ve eylemlerinin merkezinde yer alan tüm paydaşların iklim değişikliğiyle ilgili içerik ve bilgilere tek bir noktadan erişmesi ve karar vericilere rehberlik etmesi sağlanacaktır.
İklim Elçileri Hareketi
Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi ve yeşil kalkınma politikası doğrultusunda 2021 yılının Ekim ayında önemli bir adım atılmıştır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yaptığı konuşması ile gençlerimizin Türkiye’nin yeşil dönüşümünün bir parçası olması gerektiği çağrısında bulunmuştur. Bu çağrının akabinde Bakanlığımız Türkiye’deki tüm üniversitelerle resmi temaslar kurmuş ve “İklim Elçileri Hareketi” projesi hayata geçirilmiştir. Bu süreç içerisinde 209 üniversitenin tamamı kendilerini temsil edecek İklim Elçisini belirlemiş ve resmi olarak Bakanlığımıza bildirmiştir.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın İklim Elçileri, üniversitelerin yeşil ve iklim dostu olması
sürecinde aktif rol oynayarak yeşil dönüşümünün öncülerinden olacaktır.
Ayrıca Bakanlık, İklim Elçilerinin;
Türkiye’nin iklim değişikliği ve çevre politikaları, stratejileri ve eylemleri doğrultusunda ulusal ve uluslararası kurum/kuruluş/dernekler ile birlikte çalışmalar yapmasını,
Temsilcisi oldukları yükseköğretim kuruluşlarında çevre ve iklim konusunda çalışma yürütecek öğrenci toplulukları/kulüpleri kurulmasına öncülük etmesini, topluluk bünyesinde faaliyetler gerçekleştirmesini,
Toplumda çevre bilincinin ve iklim değişikliği ile ilgili duyarlılığın artırılmasına katkı sağlamak amacıyla kurs, seminer, konferans, panel gibi eğitim ve farkındalık çalışmaları düzenlemesini,
Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi ve yeşil kalkınma politikasını gerçekleştirmek için çalışmalar yapmasını, projeler hazırlaması, etkinlikler düzenlemesi, uygulamaları yaygınlaştırması ve ilgili faaliyetlere katılmasını desteklemektedir.
Ülkemizin 209 İklim Elçisiyle şimdiye kadar birçok çalışma gerçekleştirilmiştir. Bunlardan biri Türkiye’nin ilk İklim Şurası kapsamında bütün İklim Elçilerini temsilen 30 İklim Elçisinin hazırladığı Türkiye’nin ilk İklim Değişikliği Gençlik Bildirisidir. Gençler iklim değişikliğine bakışlarını bildiri sürecinde ortaya koymuş ve İklim Şurasında da ilan etmişlerdir. İklim Elçilerimiz sadece bildiri yazmakla kalmamış aynı zamanda kurulduğu günden bu yana araştırma ve inceleme gezilerinde bulunmuş, toplumda iklim değişikliği farkındalığını artırmaya yönelik yayımlar yapmış ve ulusal ve uluslararası iklim mücadelesini katılım yoluyla güçlendirme adımlarını atmışlardır.
Bakanlık, İklim Elçileri ile iş birliği yaparak her bir üniversitede iklim kulüpleri kurulmasını da teşvik etmiştir. İklim Elçilerimizin kulüplerinde iklim değişikliğiyle mücadele konularında ürettikleri projeler Bakanlık tarafından desteklenmektedir ve yeni fikirlerin geliştirilmesi aşamasında yardımcı olunmaktadır. Binlerce gönüllü öğrencinin bu kulüplere katılımıyla iklim krizi ile mücadelenin gençlerimiz arasında hızla ve nitelikli bir şekilde yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır.
Bakanlığın “İklim Elçileri Hareketi” projesine bakışı; gençleri karar alma süreçlerinin önemli bir parçası olduğu ve onlarla birlikte beraberlik içerisinde hareket edilmesinin gerekliliği şeklindedir. Buna istinaden gerek ulusal ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak gerekse İklim Elçilerinin iklim değişikliği müzakere süreçlerinde yer almasını öncelik alarak genç bakışın güçlendirilmesi hedeflenmektedir.
Bu projenin en önemli basamaklarından biri de bu sene Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında 27’ncisi düzenlenecek Taraflar Konferansına ülkemizin İklim Elçilerinin de katılım göstererek Türkiye Pavilyonunda sunum yapacak olmasıdır. Türkiye tarihinde ilk defa bu yıl gerçekleştirilecek olan bu katılımın sürdürülebilir olması sağlanacaktır. Böylece bu hareket yeşil kalkınma devriminin önemli bileşenlerinden biri haline gelecek; doğamıza, çevremize, sadece ulusal değil küresel iklim mücadelesine de hizmet edecektir.
İklim Değişikliği İle Mücadelenin Finansmanı
İklim dostu şehirlerin inşası ile iklim değişikliğinden kaynaklanan sorunlarla
mücadele etme konusunda çok önemli çalışmalara imza atılmaktadır.
Bu kapsamda;
Binaların, konutların yeşil çatı tasarımlarıyla, su ve enerji verimli, sıfır atığa uyumlu, akıllı sistemlerle donatılmış bir şekilde inşa edilmesi,
Altyapının; kayıp kaçak oranını en aza indirecek sistemlerle donatılması ve yağmur suyu hasadı yapan caddeler inşa edilmesi,
Yine her geçen gün sayısı artan ve Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi ile taçlanan millet bahçeleri, geniş okul, sağlık tesisleri, bisiklet ve yürüyüş yollarıyla sosyal donatı alanlarının çeşitlendirilmesi,
Son olarak tüm bu ilkeleri kapsayacak şekilde insan odaklı, insanı merkeze alan, vatandaşlarımızın beklentilerini karşılayan şehirlerin kurulması temel hedefler olarak belirlenmiştir.
İklim Değişikliği Şurası
İklim Şûrası ÇŞİDB tarafından 21-25 Şubat 2022 tarihleri arasında Konya’da yüksek bir katılımla düzenlenmiştir. Sayısı 600’ü aşan dev obruklar, yaşanan kuraklık sonucu Akşehir ve Tuz Gölü’nde su çekilmeleri; Konya’yı iklim krizinin olumsuz etkilerini her alanda en çok hisseden şehirlerimizden biri haline getirmiştir. Bu açıdan İklim Şurasının Konya’da gerçekleşmesi, iklim değişikliğiyle mücadelemizin sembolleşmesi açısından farklı bir anlam taşımaktadır. Kamu kurumları, özel sektör, üniversiteler, bilim insanları, sanatçılar, esnafımız, çiftçilerimiz, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları ile genç iklim elçilerinden oluşan 1.000’i aşkın katılımcının olması gelecek açısından umut vadetmektedir.
İklim Şurasında; ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasını sağlayacak konular, sera gazı azaltımını tüm sektörlerde sağlamak, iklim değişikliğine uyum politikalarını belirlemek, bilim ve teknoloji, yeşil finansman ve karbon fiyatlama, yerel yönetimler, göç, adil geçiş ile sosyal politikalar gibi başlıkları masaya yatıran yedi ayrı komisyon çalışmalarını son derece başarılı bir şekilde tamamlamıştır. Bu çalışmaların yanı sıra alanında uzman yerli ve yabancı isimlerle, Paris İklim Anlaşması ve iklim rejiminde uluslararası süreç, yeşil politika, bilim ve teknoloji, uluslararası finansman, ilk kim değişiyor, yerelde iklim eyleminin güçlendirilmesi, yeşil mutabakat ile sanayide dönüşüm başlıkları altında, son derece zengin içerikli paneller düzenlenerek yeni bir farkındalık ortaya çıkmıştır. Yine şurada yedi farklı alanda, Türkiye’nin yeni yol haritası açıklanmıştır. Toplamda 217 karardan oluşan İklim Şurası Sonuç Bildirgesi’nin 76’sı öncelikli alan olarak belirlenmiştir.
İklim değişikliği kaynaklı afetlere karşı tehlike, risk yönetimi, sigorta ve finans sistemlerinin güçlendirilmesi; doğal alanların korunması, bozulmuş ekosistemlerin iyileştirilmesine yönelik çözümler için bir başvuru kaynağı olacaktır. Düşük karbonlu üretime ulaşmak için karbon tutma teknolojilerinin, enerji verimliliği sağlayan yüksek performanslı inovatif malzeme tasarımlarının geliştirilmesi için akademimize, iş dünyamıza bir yöntem sunacaktır.
Yeşil Kalkınma Yolunda Türkiye İstişare Toplantısı
Antalya’da 4-6 Şubat 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilen Yeşil Kalkınma Yolunda Türkiye İstişare Toplantısı mücadele ve uyum sürecine yönelik adımlardan biri olarak değerlendirilmelidir. İstişare Toplantısı’nın ardından açıklanan ve uyulması gereken temel ilkeleri de içeren 10 maddelik sonuç bildirgesi ise yol haritası için bir rehber olmuştur. Yeni sürece uyumlu İmar Kanunu değişikliği, İklim Kanunu hazırlanması, belediyelere kaynak aktarılması, Sıfır Atık Projesi'nin yaygınlaştırılması ve geri kazanım oranının artırılması, depozito yönetim sisteminin geliştirilerek yaygınlaştırılması, yapılarda enerji verimliliğinin sağlanması, genç istihdam seferberliği ve korunan alanların ve şehir içi yeşil alanların artırılması temel hedefler olarak belirlenmiştir.
Sonuç olarak;
Bahsi geçen belgeler, anlaşma ve sözleşmeler ile Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadele konusunda
göstermiş olduğu azimli ve kararlı çalışmalar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye,
kadim kültüründen ilhamla Yeşil Kalkınma Devrimi’ni tüm çalışmalarının merkezine yerleştirmelidir”
vizyonu çerçevesinde bir politikaya dönüşmüştür. 2053 Net Sıfır Emisyon hedefine ulaşmak,
iklim değişikliği ile etkin bir şekilde mücadele etmek üzere aşağıdaki ilkelerin hayata geçirilmesi gerekmektedir;
Ekolojik, doğal sermayemizi koruyarak güçlendirmek.
Yeşil inovasyonu, yeşil teknolojilerin kullanımını yaygınlaştırmak.
Bilim ve sanayide; düşük emisyonlu, yeşil endüstriyel üretimi artırmak.
Enerjide; temiz enerji tekniklerini ve yenilenebilir enerji sistemlerini desteklemek.
Şehircilikte; arazi kullanımı noktasında titiz hassasiyet göstermek ve gayrimenkul geliştirmede, öncelikle daha önce imara açılmış alanların kullanım oranını artırmak.
Tüm imar planlarında yeşil alan kullanımını maksimum seviyeye çıkarmak.
Tarım alanlarını korumak, sürdürülebilir tarım uygulamalarını artırmak.
Kentsel tüketimin ve atıkların azaltılmasını sağlamak, üretimde geri dönüşümlü malzeme kullanımını teşvik etmek.
Evsel katı atıkların kaynağında ayrıştırılması ve atık suların yeniden kullanılmasına yönelik teşvik mekanizmaları oluşturmak.
Mevcut binaları yeşile dönüştürmek, yeşil çözümlü yeni bina tasarımlarını geliştirmek, bina yer seçiminde etkinliği, verimliliği artırmak.
Binalarda su verimliliği çözümlerini, yeşil inşaat malzeme ve teknolojilerinin kullanımını en yüksek seviyeye çıkarmak.