Loading...

SEKTÖR BAZINDA SANAYİ

E
konomik kalkınmanın ve sürdürülebilir büyümenin en önemli unsurlarından olan sanayileşmede, Türkiye çok önemli mesafeler kaydetmiştir. Bugün Türkiye’de, geniş bir üretim yelpazesine sahip, uluslararası bağlantıları güçlü ve ihracata dayalı üretim yapan gelişmiş bir imalat sanayi mevcuttur. Yatırımlardaki artış ülkemizin üretim kapasitesini artırırken bir yandan da istihdamın artmasını ve başta sanayi hasılası olmak üzere GSYH’nın artmasını beraberinde getirmektedir. 2000 yılında GSYH içinde %18,7 olan imalat sanayinin payı, 2021’de %22’ye yükselmiştir.

Üretim kapasitesindeki sağlanan artışlar ülkemizin küresel pazardaki rekabet gücünün de kalıcı şekilde artmasını teşvik etmektedir. 2016 yılı itibarıyla Türkiye’nin dünya ihracatından aldığı pay %0,90 iken bu pay 2020’de %0,98, 2021’de ise %1,05 olarak gerçekleşmiştir. Dünya ihracatında Türkiye ülkeler arası sıralamada 2016 yılında 31. sırada yer alırken 2021 yılında 29. sıraya yükselmiştir.

Türkiye imalat sanayiinde sağlanan yapısal dönüşümler gerek üretimde gerekse ihracatta başta otomotiv, ana metal sanayi olmak üzere makine ve ekipman sektöründe de önemli bir üretim merkezi olmasını sağlamıştır. Türkiye; Avrupa’da ham çelik ve beyaz eşya üretiminde birinci, otomotiv üretiminde dördüncü sırada yer almaktadır.

İmalat sanayii ihracatı sanayi sektörü ihracatının %98’ini oluştururken Türkiye toplam ihracatının da %94 gibi önemli kısmını teşkil etmektedir. Başta otomotiv sektörü olmak üzere ana metal, giyim eşyası, gıda ve tekstil ürünleri imalatı sektörlerinde sağlanan rekabet gücü küresel ihracat pazarında Türkiye’nin önemli bir aktör olmasını da beraberinde getirmiştir. Rekabet gücünde sağlanan gelişmeler Türkiye’nin sanayi ihracatının da son 20 yılda yaklaşık olarak 7 kat oranında artmasını sağlayarak ihracat seviyesini 213 milyar USD’ye ulaştırmıştır.

İhracatta ilk sırayı ana metal sanayi alırken bunu sırasıyla otomotiv, giyim eşyası, gıda ve tekstil ürünleri izlemektedir. Bu beş sektör imalat sanayi ihracatının %50’sini oluşturmaktadır.

Türk sanayisi, gelişmiş ülkelerin tedarik ve değer zincirlerinde önemli bir yere sahiptir. İhracatın %41’i Avrupa Birliği ülkelerine yapılırken %6,5’i de ABD’ye yapılmaktadır.

Türkiye sahip olduğu 333 organize sanayi bölgesi, 25 endüstri bölgesi, 92 teknopark ve 18 adet serbest bölge kapasitesi ile sanayi ürünleri üretiminde önemli bir merkez olma özelliğini koruyacaktır.
Çelik Sektörü
2021 yılında ham çelik üretimi, bir önceki yıla kıyasla %12,71 artışla 40,36 milyon tona çıkarak, tüm zamanların en yüksek üretim miktarına ulaşmıştır. Elektrik ark ocaklı tesislerde üretim %16,6 oranında artışla 28,9 milyon tona, entegre tesislerde %3,9 artışla 11,5 milyon tona yükselmiştir. Üretimdeki bu artışla birlikte Türkiye, dünya ham çelik üretim sıralamasında, 7. sıradaki yerini korumuştur.
Ülkemizde, 2021 yılı itibariyle, demir cevherinden üretim yapan 3 adet entegre Bazik Oksijen Fırını (BOF) tesisi, hurdadan üretim yapan 26 adet Elektrik Ark Fırınlı (EAF) tesis ve 11 adet İndüksiyon Fırınlı (İF) tesis olmak üzere toplamda 40 adet çelik üretim tesisi bulunmaktadır.

2019 yılı verilerine göre EAF’li tesislerin üretiminde yaşanan azalma 2020 ve 2021 yıllarında istikrarlı yükselişini sürdürmüştür. BOF’lu tesislerde de üretimde son iki yılda artış yaşandığı görülmektedir.
2021 yılında dünyanın en büyük çelik üreticisi Çin, ihracattan ziyade kendi iç pazarına yönelme kararı almıştır. Bu gelişme üzerine Uzak Doğu, Güneydoğu Asya ve Latin Amerika pazarlarında tekrar aktif rol alan Türkiye, geçtiğimiz yılı ihracatta rekora imza atarak kapatmıştır.

Türkiye çelik ihracatında, 2021 yılında bir önceki yıla göre değerlendirildiğinde hem miktar bazında hem de değer bazında artış yaşandığı görülmektedir. 2020 yılında değer olarak 14,7 milyar dolar ve miktar olarak 21,2 milyon ton ihracata karşılık, 2021 yılında değerde %70,7 oranında artış ile 25,1 milyar dolar ve miktarda %16,5 oranında artış ile 24,7 milyon ton ihracat gerçekleştirilmiştir.

Aynı zamanda çelik sektörü bu performansı ile ihracatını en fazla artıran sanayiler arasında birinci sırada yer alırken, ülkemizin genel ihracatının yaklaşık %10’unu gerçekleştirmiştir.
Ülkemizde demir çelik sektörü üretim kapasitesi 2021 yılı için EAF’lı tesislerde 40,39 milyon ton, BOF’lu tesislerde ise 13,60 milyon ton olmak üzere toplamda 53,99 milyon ton olmuştur. Ülkemizde çelik üretim kapasitesinin üretim yöntemlerine göre dağılımı, dünya çelik üretim kapasitesinin üretim yöntemlerine göre dağılımıyla farklılık göstermektedir. BOF yöntemine göre dünya çelik üretimi %72,3 mertebesinde bulunurken ülkemizde bu oran %25,2 seviyesinde bulunmaktadır.

Ülkemizde kapasite kullanım oranları 2021 yılı sonunda BOF’lu tesislerde %84,3, EAF’lı tesislerde ise %71,6 olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizde faaliyette bulunan demir çelik tesislerinin kapasiteleri, üretim miktarları ve kapasite kullanım oranlarına ilişkin bilgilere istinaden BOF teknolojisine sahip olan demir çelik üretim tesislerinin kapasite kullanım oranlarının, EAF’lı tesislere göre daha yüksek olduğu görülmektedir.
Türk Çelik Sanayi Üretim Yöntem Durumu
Alüminyum Sektörü
Türkiye alüminyum sektörü, 12 milyar dolara yaklaşan iş hacmi, yüksek işleme kapasite ve kabiliyeti, ileri üretim teknolojisi ve giderek büyüyen yapısı ile ülke sanayiinin en önemli sektörlerinden biridir. Sektörde, özellikle hadde ve ekstrüzyon ürünlerinde yapılan yatırımlar sayesinde, dünya pazarlarında rekabet edebilir ölçekte kapasitelere ulaşılmış olup, sektör bu ürünlerde net ihracatçı konumda yer almaktadır.
Günümüzde Türkiye alüminyum sektörü, rekabetçi, büyüyen ve gelişen bir sektör durumundadır. Sektör, birçok alüminyum ürününü Avrupa, Asya ve Afrika ülkeleri başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesine ihraç ederek önemini ve gelişimini gün geçtikçe artırmaktadır.

Türkiye alüminyum ürünlerinin ihracatı son 15 yılda ortalama yıllık %8 artış göstermekte olup, 2021 yılında gösterdiği üstün performansı ile bir önceki yıla göre %70 artış göstererek 5,1 milyar dolar ihracat gerçekleştirmiştir. Ülkemiz konumu ve ürettiği kaliteli ürünler sayesinde, son yıllarda başta AB olmak üzere, bölgenin en önemli alüminyum ürünleri tedarikçilerinden biri haline gelmiştir. 2020 yılında toplam ihracatın %54’ü, 2021 yılında ise toplam ihracatının %57’si AB ülkelerine gerçekleşmiştir.

76 GTİP kodunda yer alan “Alüminyum ve alüminyumdan eşya” sınıfında 2021 yılında değer olarak ihracatımız 5,10 milyar dolar, ithalatımız ise 6,09 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiş olup, sektörün toplam ticaret hacmi 11,19 milyar dolar olmuştur.
Bakır Sektörü
Ülkemizin işletilebilir bakır maden rezervi 3,8 milyon ton olup, bakır madeni çıkarma faaliyeti yürüten şirketler Artvin, Siirt, Kastamonu, Trabzon ve Çanakkale illerinde yoğunlaşmışlardır.

Türkiye’de sadece bir tane rafine bakır tesisi olması nedeniyle fazla üretilen bakır cevheri ve konsantresi ihraç edilmektedir. 2015 yılında 250 milyon dolar değerinde gerçekleşen ihracat artarak 2020 yılında 305 milyon dolara yükselmiştir. 
Türkiye’de katot bakır üretimi yapan tek tesis, 1973 yılında 42.000 ton kapasite ile Samsun’da faaliyete başlayan Eti Bakır A.Ş.’dir. Söz konusu tesisin kapasitesi 2011 yılında gerçekleştirilen ilave yatırım neticesinde 75.000 tona yükseltilmiştir. Bununla birlikte bahse konu tesiste, 2024 yılında tamamlanmak üzere 15 ton katot bakır ve 250 bin ton DAP gübre üretim kapasitesine sahip bir tesis kurulması için Proje Bazlı Destek verilmiştir.

Türkiye bakırdan eşya sektörünün 2015 yılında 1,2 milyar dolar olan ihracatı, 2020 yılında 1,6 milyar dolara ve ithalatı 2,3 milyar dolardan 3,1 milyar dolara yükselmiştir. Rafine edilmiş bakır ve bakır alaşımları (ham), 2,1 milyar dolar ile toplam ithalatın %68’ini ve 569 milyon dolar ile toplam ihracatın %35’ini bakır teller oluşturmaktadır.

Ülkemizin kişi başına düşen bakır tüketimi yaklaşık 5,5 kilogram olup, toplam tüketim 500 bin tona yaklaşmıştır. 
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Sicil verilerine göre Türkiye’deki bakır madeni işleten 45 firma, NACE faaliyet kodu 24 ana metal içerisinde yer alan bakır üretimi olarak 158 adet firma ve NACE faaliyet kodu 25 olarak bakırdan ürünlerde ise 128 adet firma bulunmaktadır. Bakır sektöründe toplam teknik, memur, kalifiye işçi ve işçi olarak yaklaşık 15 bin kişi istihdam edilmektedir.

Döküm Sektörü
Metal Döküm Sanayi, demir döküm, çelik döküm, alüminyum enjeksiyon ve demir dışı diğer metallerin dökümünü kapsayan bir sanayi koludur. En küçük boyutlardaki parçalardan tünel açmada kullanılan kırıcılara, maden değirmenlerinden gemi pervanelerine kadar hemen her sektöre yönelik üretim metal döküm sanayi tarafından yapılmaktadır.
2020 yılı itibariyle küçük, orta ve büyük ölçeklerde toplam 1500 girişimci metal dökümünde faaliyette bulunmaktadır. 2020 yılı itibariyle 6 milyar dolardan fazla kıymette, 2 milyon tondan fazla metal döküm üretimi gerçekleştirilmiştir. Metal döküm sanayisi yaklaşık 5 milyar dolar ihracat ile ülkemizin dış ticaretinde önemli bir yere sahiptir. İhracat yapılan ülkeler arasında Almanya, İtalya, ABD, Fransa başta gelen ülkelerdir. Bununla birlikte aynı ülkeler ile Çin bu sektörün en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında da yer almaktadır.
Sektörün Dış Ticareti, (milyar USD)
Yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere sektörün 2020 yılında ticaret hacmi 7,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 
Çelik Boru Sektörü
Türkiye çelik boru üretimi, 2000’li yılların başında sektöre yapılan yatırımlarla önemli bir ivme kazanmıştır. 2000-2007 döneminde sürekli bir artış gösteren çelik boru üretimi, 2008 ve 2009 yıllarında küresel ekonomik kriz sebebiyle azalan bir seyir izlemişse de daha sonraki dönemlerde ekonomideki toparlanmaya paralel olarak artmaya devam etmiştir. 
2010 yılına gelindiğinde Türkiye, 3,5 milyon tona yakın çelik boru üretimiyle Avrupa’nın en fazla dikişli çelik boru üreten ülkesi konumuna yükselmiştir. Türkiye’den sonra Avrupa’da en fazla çelik boru üreten ülkeler, İtalya ve Almanya’dır. 2021 yılında 4,57 milyon ton üretim gerçekleştiren çelik boru sektörü, Türkiye'nin Avrupa’nın en fazla dikişli çelik boru üreten ülkesi olma unvanını korumasını sağlamıştır.

2021 yılı dünya çelik boru üretimi sıralamasında Türkiye; Çin, Rusya ve Güney Kore’nin ardından dünyada en fazla dikişli çelik boru üreten 4. ülke konumundadır. Avrupa ve dünyadaki yeri göz önüne alındığında Türkiye’nin, çelik boru sektöründe önemli bir yeri olduğu görülmektedir.

Türkiye üretiminin büyük bir çoğunluğunu küçük çaplı borular oluşturmaktadır. Genellikle su, petrol ve doğal gaz iletim hatlarında kullanılan büyük çaplı çelik borular ise toplam üretimin %8,29’luk kısmını oluşturmaktadır.
Çinko Sektörü
Günümüzde çinko; çelik, alüminyum ve bakırdan sonra Dünya’da miktar olarak tüketimi en fazla olan metaldir. Çinkonun en önemli kullanım alanı, demir ve çelik ürünlerinin korozyona karşı direncini artıran galvanizlemedir. Toplam çinko tüketiminin %50’si galvanize çelik üretiminde, %17’si çeşitli alaşımlarda, %17’si pirinç ve bronz üretiminde, %6’sı yarı mamul çinko ürünlerinde ve çinko oksit üretiminde, %6’sı çeşitli kimyasalların üretiminde geri kalan %4’ü ise muhtelif alanlarda kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra döküm sanayinde, lastik imalatında, pil endüstrisinde, ilaç sanayinde, tarım sektöründe ve pigment üretiminde kullanılmaktadır. 
Türkiye’de çinko yatakları, aynı zamanda kurşun da içeren rezervlere sahiptir. Ülkemizdeki en önemli rezervler Karadeniz bölgesinde bulunmaktadır. Karadeniz Bölgesini sırasıyla Doğu Anadolu Bölgesi ve Batı Anadolu Bölgesi takip etmektedir.

Oksitli çinko cevherleri yurt içinde işlenerek elektrolitik külçe çinko elde edilmektedir. Sülfürlü cevherler ise zenginleştirilmiş çinko-kurşun cevherleri veya konsantreleri olarak ihraç edilmektedir.

Ülkemizde yıllık kapasitesi 30 bin ton olan Kayseri ÇİNKOM fabrikasında ve 2021’de Siirt Organize Sanayi Bölgesi'nde üretime başlayan, üretim kapasitesi 90 bin ton olan Lineer Metal Çinko Fabrikasında cevherden külçe metalik çinko üretilmektedir.

Türkiye, Dünya çinko rezervlerinin yaklaşık %0,9’una sahip olmasına rağmen, cevher üretiminde 2,3 milyon ton ile dünyada 11. sıradadır. Dünya çinko rezerv üretiminin %1,8'i Türkiye tarafından gerçekleştirilmektedir. Türkiye 2020 yılı çinko cevher ve konsantreleri ihracatında 856 bin ton, değer karşılığı 469 milyon dolar ile dünya sıralamasında 7. sırada yer almaktadır. İthalatı ise 23 bin ton, değer karşılığı 3,5 milyon dolardır.

Ülkemizde yılda yaklaşık 250 bin ton çinko metali ve çinko metalinden eşya; imalat ve diğer sektörlerde girdi olarak tüketilmektedir. Bu tüketimin karşılanması için 2020 yılında miktar olarak 290 bin ton; değer olarak ise 710 milyon dolar çinko metali ve çinko metalinden eşya ithalatı gerçekleştirilmiştir.
Raylı Sistemler Sanayi
Ülkemizde 1.213 km yüksek hızlı, 11.590 km konvansiyonel demiryolu hattı olmak üzere toplam 12.803 km ulusal demiryolu ağı bulunmaktadır. İlk kez 2009’da hizmete alınan Ankara-Eskişehir YHT hattı ile yüksek hızlı tren işletmeciliğine başlanmış olup daha sonra İstanbul ve Konya YHT hatları faaliyete geçmiştir. Yüksek hızlı trenlerle (YHT) 2021 yılı sonu itibariyle taşınan yolcu sayısı 60 milyona yaklaşmıştır. Ayrıca 12 ilimizde toplam 830 km’de, 2890 kent içi raylı sistem aracı ile metro, tramvay, hafif raylı sistem ve banliyo işletmeciliği yapılmaktadır. 
Asya ve Avrupa kıtaları arasında ulaştırma ağı ile bağlantı sağlayan, merkezi konumdaki Türkiye'nin demir yolu ulaşımı bu ağ içinde stratejik öneme sahiptir. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı (BTK) Projesi ve orta koridor geçişinde yer aldığımız Çin’den Avrupa’ya kesintisiz ulaşım sağlayan İpek Demiryolu (Kuşak-Yol Girişimi) Projesi sayesinde, önümüzdeki yıllarda demiryolu sektöründe yük ve yolcu taşımacılığının yanı sıra sanayi, ticaret ve lojistik faaliyetlerinin büyük oranda artması beklenmektedir.

Devlet politikası haline gelen ve teşviklerle desteklenen demiryolları sektöründe, hızlı tren araç ve altyapı yatırımlarının yanı sıra belediyelerin gün geçtikçe artan metro ve tramvay yatırımları yerli firmalarımızın imkan ve teknolojik kabiliyetlerini geliştirmesine büyük katkıda bulunmaktadır.

Elektrikli Tren Setleri (EMU), Dizel Tren Setleri (DMU), dizel manevra lokomotifleri, dizel elektrikli ana hat lokomotifleri, dizel hidrolik ana hat lokomotifleri, elektrikli banliyö dizileri, yolcu ve yük trenleri yerli imkânlarla TÜRASAŞ, TÜBİTAK RUTE, ASELSAN ve diğer yerli tedarikçilerin ortaklığında milli raylı sistem projeleriyle üretilmektedir. Bununla birlikte, 220 km/s hıza erişebilen Milli Yüksek Hızlı Tren (YHT) Projesinin üzerinde çalışılmaktadır.
Aynı zamanda metro, tramvay, hafif raylı sistem araçları, yük treni ve vagonları ülkemizde imal edilmekte ve Polonya, Romanya, Tayland’ın aralarında bulunduğu Avrupa ve Uzak Doğu ülkelerine ihracatı gerçekleştirilmektedir. Öte yandan demiryolu mütteahitlik firmalarımız Senegal, Katar, Etiyopya, Ukrayna, Romanya gibi birçok ülkede raylı sistem inşaat projelerinde faaliyetlerine devam etmektedir.

Raylı sistemler sanayi sektörümüz (86 Numaralı GTİP kapsamı altında) 400 milyon doların üzerinde bir dış ticaret büyüklüğüne sahip olup, 2021 yılında toplam 216 milyon dolar ihracat ve 191 milyon dolar ithalat gerçekleştirmiştir.
Gemi İnşa Sanayi
Ülkemiz gemi inşa sanayi, münferit sınıf ve tonajlarda küresel rekabet avantajı yakalamış ve belli türlerde marka haline gelmiştir. Özellikle 30.000 deadweight ton (DWT) kapasiteye kadar olan kimyasal tanker, kuru yük ve dökme yük gemileri ile 2.000 TEU (Twenty-foot Equivalent Unit-20 feet’lik konteynır) konteynere kadar kapasiteye sahip konteyner sınıfı gemilerin inşası konusunda uzmanlaşan tersanelerimiz, son yıllarda daha çok inşa ettiği teknolojik ve çevreci gemiler olan römorkörler, feribotlar, platform destek gemileri, yat ve mega yat inşası konusunda kendisinden söz ettirmektedir. 
Günümüzde terzi usulü diye adlandırdığımız sistemle çalışan ve özellikle armatör istekleri doğrultusunda gemiler üreten tersanelerimiz, tam elektrikli ve hibrit sevk sistemli gemiler konusunda Kuzey Avrupa ülkelerinden yoğun şekilde sipariş almaktadır. Dünyanın ilk sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) yakıtlı römorkörü, dünyanın ilk uzaktan kumandalı römorkörü ve dünyanın ilk hibrit (LNG+batarya) balık avlama gemisi gibi ileri teknolojiye sahip gemiler ülkemiz tersaneleri tarafından inşa edilmiştir. Diğer taraftan gemi tamir-bakım-onarım, gemi dönüşümü, havuzlama faaliyetlerinde de tersanelerimiz bölgemizde üs konumundadır.

2003 yılında toplam kapasitesi 550 bin DWT olan 37 tersanemiz mevcut iken, 2022 yılı itibariyle tersane sayımız 84’e, toplam kapasitemiz ise 4,65 milyon DWT’ye ulaşmıştır. 2021 yılında toplam 165 bin DWT gemi teslimi ve 29,8 milyon DWT gemi bakım-onarımı gerçekleştirilmiştir. Ayrıca 2021 sonu itibariyle ülkemiz mega yat sipariş sıralamasında 91 proje ve yaklaşık 44 bin gros tonaj sipariş ile dünyada 3. sıradadır.

89 GTİP kodunda yer alan “Gemiler ve Suda Yüzen Taşıt ve Araçlar” sınıfında 2021 yılı toplam ihracatımız 2,06 milyar dolar, toplam ithalatımız ise 1,20 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir.
Elektrik-Elektronik Sanayisi 
Orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünler içermesiyle Dünya’da önem arz eden elektrik-elektronik sektöründe 2021 yılında Türkiye 21,3 milyar dolar ihracat 31,8 milyar dolar ithalat gerçekleştirmiştir. Geniş bir ürün yelpazesi içeren sektörde Türkiye’nin en çok ihraç ettiği ürünler kablolar, beyaz eşya, elektrikli ev aletleri, transformatörler, aküler, elektrik motor ve jeneratörleri olup en çok ithal edilen ürünler arasında bilgisayarlar, cep telefonları, panolar, elektrik makineleri bulunmaktadır.
Dayanıklı Tüketim Malları Sanayisi
Türkiye beyaz eşya sektöründe önde gelen ülkelerden biridir. 2021 yılında 34 milyon adet beyaz eşya üretimi gerçekleştirerek üretimde Avrupa’da 1. ve Dünya’da 3. sırada yer almıştır. 2021 beyaz eşya üretiminin %76’sını ihraç eden Türkiye 3,6 milyar ABD doları ihracat 0,2 milyar ABD doları ithalat ile net ihracatçı konumundadır. 60.000 kişiye doğrudan 600.000 kişiye dolaylı istihdam sağlayan beyaz eşya sektörü ülke ekonomisi için oldukça önemli olup AR-GE potansiyeli, patent sayısı ve yan sanayi gücü ile dikkat çekmektedir.
Tekstil ve Hazır Giyim Sektörü
Tekstil ve hazır giyim sektörleri, elyaftan başlayarak mamul giysi veya kullanım eşyasına kadar oldukça uzun bir üretim zincirine sahiptir. Her iki sektör genel itibariyle elyaf, iplik, dokuma, örme, dokusuz yüzey, boya-terbiye, hazır giyim ve konfeksiyon alt sektörlerinden oluşmaktadır. 
2021 yılında tekstil sektörü ihracatı 16,2 milyar dolar, ithalatı ise 10 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

Türkiye, 2021 yılı dünya tekstil ihracatından aldığı %4,2’lik pay ile ülke bazlı sıralamada 4’üncü, dünya hazır giyim ihracatından aldığı %3,67’lik pay ile 6’ncı büyük ihracatçı konumundadır.

Tekstil sektörü pamuk, yün gibi ihtiyaç duyulan doğal elyaflar nedeniyle tarım ve hayvancılık sektörüyle, sentetik elyaflar nedeniyle petrokimya sanayii ile etkileşim halindedir. Boya-terbiye kimyasalları açısından kimya sanayi ile etkileşen sektör, hazır giyim ve konfeksiyonda aksesuar sanayi ile iç içedir. Ayrıca bu sektörler otomotivden, inşaata, ağır sanayiden tıbba kadar pek çok sektörle teknik açıdan ilişki içindedir.

2021 yılında tekstil sektöründe ürün bazlı ihracat ve ithalat rakamları karşılaştırıldığında, dış ticaret dengesi pozitif yönde olan ürünler sırasıyla; halılar, ev tekstili ürünleri, örme mensucat, suni-sentetik liflerden mensucat, teknik eşya, pamuklu mensucat ve etiket/tül grubu ürünlerdir.

Dış ticaret dengemizin pozitif yönde olduğu halı ve yer kaplamaları ürün grubunda ülkemiz 2021 yılında, dünyanın 2’nci büyük halı ihracatçısı konumunu korumuştur (makine halısı, tufte halı ve el halısı/kilim toplamında). 2021 yılında 17,82 milyar dolar olan dünya halı ve yer kaplamaları ihracatında Türkiye 3,24 milyar dolar ihracat ile %18,18 paya sahip olmuştur.

Sadece makine halısı ihracatı dikkate alındığında ise ülkemiz açık ara lider konumunu devam ettirmektedir. Makine halısı özelinde 8,95 milyar dolar olan küresel ihracattaki payımız %31’dir (2,74 milyar dolar).

Türkiye, ev tekstili/havlu/bornoz ürün grubunda dünyanın 4’üncü büyük ihracatçısı, örme mensucat ihracatında yine dünyanın 4’üncü büyük ihracatçısıdır. Ülkemiz, tekstil ve hazır giyim ihracatına bağlı hammadde ve ara malı ihtiyacını karşılamaya yönelik ithalat (lif ve iplik ithalatı) sebebiyle dünya tekstil ithalatında ön sıralarda yer almaktadır.

2021 yılında hazır giyim sektörümüzde 18,30 milyar dolar ihracatımıza karşılık 1,5 milyar dolar ithalat gerçekleştirilmiş ve 16,8 milyar dolar dış ticaret fazlası verilmiştir.

Hazır giyim ithalatımızda en önemli kalemi 1 milyar dolar ile dokuma kumaştan ve örme kumaştan dış giyim ithalatımız oluşturmaktadır.

Dünya çorap ihracatı 14,23 milyar dolardır. 2021 yılında dünya çorap ihracatında, Çin 5,8 milyar dolar ile birinci, Türkiye 1,3 milyar dolar ile ikinci ve Almanya 0,76 milyar dolar ile üçüncü sırada yer almaktadır. Türkiye, çorap sanayinde AB’nin ikinci büyük tedarikçisidir.
Deri ve Deri Ürünleri Sanayi
Deri sektörü, küçükbaş, büyükbaş, keçi, sürüngen derileri, kürk, suni deri ve tekstil yüzeyleri parçalarından ayakkabı, giyim ürünleri, aksesuar, saraciye (çanta, valiz, cüzdan, kemer), koşum takımı gibi teknik eşya üreten imalat sanayii koludur.

Deri ürünleri sektörü tabaklama ve deri işleme, saraciye ürünleri, deri giyim eşyası, kürkten eşya, ayakkabı sektörlerine kadar geniş bir alt sektör grubuna sahiptir. Üretimde ham deri ve kürk ihtiyacı sebebiyle hayvancılık sektöründen etkilenen sektörün, ayrıca deri kimyasalları sektörüyle yakın ilişkisi mevcuttur. Lojistik, perakende ve mağazacılık sektörleri ile etkileşim kaçınılmazdır.
Türkiye’de deri ve deri ürünleri sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin ağırlıklı üretimleri bölgesel özellik göstermektedir.
Deri işleme firmaları: İstanbul-Tuzla, İzmir-Menemen, Tekirdağ-Çorlu, Uşak, Bolu-Gerede, Balıkesir-Gönen, Manisa-Kula’da, 
Ayakkabı firmaları: İstanbul, İzmir, Konya ve Gaziantep’te, 
Kürkten eşya imalatı yapan firmalar İstanbul’da, 
Saraciye firmaları İstanbul ve Ankara’da yoğunlaşmıştır. 
Deri hazırgiyim firmaları ise daha çok İstanbul ve İzmir’de yer almaktadır. 
2021 yılı dünya deri/deri ürünleri sektörü ihracatı 264 milyar dolardır. Sektörlerde öne çıkan ilk 5 ülke Çin, Vietnam, İtalya, Fransa ve Almanya’dır. Türkiye 1,9 milyar dolar ile ihracatta %0,72 paya sahip olup ülke bazlı sıralamada 18. sırada yer almaktadır.

Sektörün 2021 yılı ithalatı 250 milyar dolardır. ABD, Almanya, Çin, Fransa ve İtalya ilk 5 ülke konumundadır. Türkiye, 1,16 milyar ABD doları ile ithalatta 38. sırada yer almaktadır.

Ticaret dengesi baz alındığında sektörde Türkiye’nin 14. sırada olduğu görülmektedir.

22.831.489.752 TL ciroya sahip deri ve deri ürünleri sektöründe yer alan 6.557 işletmenin %80'i mikro, %16,6’sı ise küçük işletmedir. Sektördeki çalışan sayısı 66.785’dir.

Deri ve deri ürünleri sektörüne ilişkin 2020 yılında %55,2, 2021 yılında %62 olan kapasite kullanım oranı, 2022 yılı ilk 4 ayında %65,4’e çıkmıştır.

Kazlıçeşme Deri Ürünleri Araştırma Geliştirme San. ve Tic. Ltd. Şti. sektördeki ilk ve tek AR-GE Merkezi konumundadır.
Kağıt Sektörü
Ülkemiz kağıt sektörü taşıdığı büyüme potansiyeli, devamlı gelişen iç pazar ve artan talebe rağmen hammaddeye erişim konusunda yaşanan sıkıntılar, ham madde ve yardımcı maddelerin ithalat yoluyla tedarik edilebilmesi ve üretim maliyetlerindeki artış sebebiyle üretim açısından yeterli seviyeye erişememiştir. Ülkemizin hemen hemen her bölgesinde kağıt sektörünün aktif olduğu söylenebilir. İşletme sayısı bakımından illerdeki yoğunlaşma incelendiğinde ise İstanbul, İzmir ve Kocaeli gibi iller öne çıkmaktadır.
Türkiye’nin kâğıt ve karton, kağıt hamurundan, kağıttan veya kartondan eşya ithalatı 2021 yılında 2.7 milyar dolar olarak gerçekleşmiş olup, Türkiye’nin toplam ithalatında kağıt ürünleri %1'lik pay almıştır.

Türkiye’nin son beş yılda kağıt ürünleri ihracatı %30 artarak 2021 yılında 2.16 milyar dolara ulaşmıştır. 177 ülkeye ihracat gerçekleşmiş, en fazla Birleşik Krallık, Irak, İsrail, ABD ve Almanya‘ya kağıt ve karton ürünler ihraç edilmiştir. 2020-2021 arası ihracat değer artışı %25 olup, Türkiye toplam ihracatında kağıt ve karton ürünlerin payı %2,25 'dir . Dünya pazarında Türkiye 21. sırada yer almıştır.

2015 yılından bu yana e-ticaretin ve online alışverişlerin artması kağıt ambalaj ve kartonlara ihtiyacı artırmıştır. Pandemi ile birlikte temizlik ve hijyenin öne çıkmasıyla ambalajın ne kadar önemli olduğunun farkına varılmıştır. İçindeki ürünü el değmeden, ortamın zararlı etkenlerinden koruyarak sağlıklı bir şekilde tüketiciye ulaştırması nedeniyle ambalajlı ürün daha fazla tercih edilir olmuş ve 2020 - 2021 yıllarında ambalaj kâğıdı, oluklu mukavva ve kartona olan talep %5 oranında artış göstermiştir. Yine temizlik ve hijyen kağıtlarına olan talepte %1'lik artış gözlenmiştir. Diğer yandan yazı tabı ve ofset kağıtlara olan taleplerde de, evden çalışma ve online eğitimlerin devreye girmesi ile düşüşler yaşanmıştır.

Geri dönüşüm oranı yüksek olan karton ambalaj, biyo çözünür olması nedeniyle doğada kalsa bile kısa sürede çözünmesi ve çevreyi kirletmemesi sebebiyle önemini daha da öne çıkarmıştır. Bu üstün özellikleri ile Avrupa Yeşil Mutabakatı'na uyumun en önemli konusu olan temiz ve döngüsel ekonomi bakımından en avantajlı ambalaj türüdür.
Mobilya Sektörü
Mobilya sektörü, oturmaya mahsus mobilyalar, bunların aksam ve parçaları, tıpta, cerrahide, diş hekimliğinde ve veterinerlikte kullanılan mobilyalar, bunların aksam ve parçaları, diğer mobilyalar, bunların aksam ve parçaları ile somyalar, yatak takımı eşyası ve benzeri eşya alt sektörlerinden oluşmaktadır.

Mobilya sanayi katma değer açısından da ülkemizin önde gelen sektörlerinden birisi olup, ihracatta yerli kaynakları en çok kullanan ve ithal ürünlere bağımlılığı en az olan sektörlerden biri olarak ekonomiye katkısını artarak devam ettirmektedir.

Ülkemiz mobilya sektörünün 2010 yılındaki 10,8 milyar TL olan cirosu, 5,4 kat büyüme ile 2020 yılında 58,8 milyar TL’ye yükselmiştir. Mobilya sektörü, imalat sanayi içerisindeki %4,9 pay ile 209 bin doğrudan istihdam sağlamaktadır.

Türk mobilya sektörünün 2021 yılı ihracatı bir önceki yıla göre %23,3 oranında artarak 4,2 milyar ABD doları, ithalatı ise %12,8 oranında artarak 562 milyon ABD doları olarak gerçekleşmiştir. 2017 yılında 2,3 milyar ABD doları olan sektör ihracatı, 2017-2021 yılları arasında %79 büyüme ile 4,2 milyar ABD doları seviyesine ulaşmıştır. Mobilya sektörü dış ticaret fazlası 2017 yılından 2021 yılına kadar %110 oranında artışla 1,7 milyar ABD dolarından 3,6 milyar ABD dolarına yükselmiştir.

2021 yılı verilerine göre dünyadaki mobilya sektörü ihracat büyüklüğü 234 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiş olup Türkiye 2021 yılında gerçekleştirdiği 4,2 milyar ABD doları değerindeki mobilya ihracatıyla dünyada 11. sırada yer almıştır.
Seramik Sektörü
Seramik sektörü sanayi katma değer açısından ülkemizin önde gelen sektörlerindendir. Seramik sektörünün, ihracatta yerli kaynakları en çok kullanan ve ithal ürünlere bağımlılığı en az olan sektörlerden biri olarak, Türk ekonomisine katkısı oldukça önemlidir.

Sektör seramik kaplama malzemeleri, seramik sağlık gereçleri alt sektörleri ile inşaat sektörüne önemli oranda girdi sağlayan bir sanayi dalı olarak göze çarpmaktadır. Sektörümüzün, Türkiye’nin en eski ve en hızlı ilerleyen sektörlerinden biri olması itibariyle her geçen yıl ürünlerini geliştirmekte ve ürün çeşitliliğini artırmaktadır.

Dünyada kullanılan yeni üretim teknolojileri ve modern seramik üretim hatları ülkemize kurulmuştur.
Bugün seramik kaplama malzemeleri üreten firmalarımız 113 ülkeye, sağlık gereci üreten firmalarımız ise 95 ülkeye ürünlerini ihraç etmekte, giderek büyüyen üretim kapasitesi, modern teknoloji yatırımları ve yüksek kalite avantajları sayesinde Türk seramik sektörünün dünya pazarlarındaki rekabet gücü de artmaktadır.

Türkiye 370 milyon m2’lik üretimi ile seramik kaplama malzemeleri (SKM) üretiminde Avrupa’nın 2. ve dünyanın 7. büyük üreticisi ve aynı zamanda Avrupa’nın 3. ve dünyanın 5. büyük seramik karo ihracatçısı konumundadır. Türkiye, dünyanın önde gelen seramik sağlık gereci üreten ülkelerinden biridir. Büyük oranda yerli girdiler kullanan sektör, yüksek ihracat rakamları ile ülkemizin rekabet gücüne katkı sağlayan en önemli sektörlerinden biridir.

Ülkemiz seramik sağlık gereçleri (SSG) alanında yaklaşık 330 bin ton üretim ile Avrupa’nın en büyük seramik sağlık gereçleri üreticisi ve 167 bin ton ihracatı ile seramik sağlık gereçleri ihracatında miktar olarak Avrupa’da birinci ülkedir.

Seramik sektörü 2021 yılı ihracatı 1,6 milyar ABD doları, ithalatı ise 369 milyon ABD olarak gerçekleşmiştir.
Cam Sektörü
Cam sanayi birçok sektöre girdi veren temel sanayi alanlarından biridir. Cam üretimi modern teknoloji, enerji yoğun, büyük ölçekli yatırım ve dolayısıyla önemli ölçüde (sermaye yoğun) finans kaynağı gerektiren bir sektördür. Bununla birlikte, fırınların kesintisiz çalışmak zorunda olması, yenileme, bakım, modernizasyon ve yeni kapasite yatırımlarının yüksek sermaye ihtiyacı gerektirmesi sektöre girişleri zorlaştırıcı unsurlardır.