Deri ve Deri Ürünleri Sanayi
Deri sektörü, küçükbaş, büyükbaş, keçi, sürüngen derileri, kürk, suni deri ve tekstil yüzeyleri parçalarından ayakkabı, giyim ürünleri, aksesuar, saraciye (çanta, valiz, cüzdan, kemer), koşum takımı gibi teknik eşya üreten imalat sanayii koludur.
Deri ürünleri sektörü tabaklama ve deri işleme, saraciye ürünleri, deri giyim eşyası, kürkten eşya, ayakkabı sektörlerine kadar geniş bir alt sektör grubuna sahiptir. Üretimde ham deri ve kürk ihtiyacı sebebiyle hayvancılık sektöründen etkilenen sektörün, ayrıca deri kimyasalları sektörüyle yakın ilişkisi mevcuttur. Lojistik, perakende ve mağazacılık sektörleri ile etkileşim kaçınılmazdır.
Türkiye’de deri ve deri ürünleri sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin ağırlıklı üretimleri bölgesel özellik göstermektedir.
Deri işleme firmaları: İstanbul-Tuzla, İzmir-Menemen, Tekirdağ-Çorlu, Uşak, Bolu-Gerede, Balıkesir-Gönen, Manisa-Kula’da,
Ayakkabı firmaları: İstanbul, İzmir, Konya ve Gaziantep’te,
Kürkten eşya imalatı yapan firmalar İstanbul’da,
Saraciye firmaları İstanbul ve Ankara’da yoğunlaşmıştır.
Deri hazırgiyim firmaları ise daha çok İstanbul ve İzmir’de yer almaktadır.
2021 yılı dünya deri/deri ürünleri sektörü ihracatı 264 milyar dolardır. Sektörlerde öne çıkan ilk 5 ülke Çin, Vietnam, İtalya, Fransa ve Almanya’dır. Türkiye 1,9 milyar dolar ile ihracatta %0,72 paya sahip olup ülke bazlı sıralamada 18. sırada yer almaktadır.
Sektörün 2021 yılı ithalatı 250 milyar dolardır. ABD, Almanya, Çin, Fransa ve İtalya ilk 5 ülke konumundadır. Türkiye, 1,16 milyar ABD doları ile ithalatta 38. sırada yer almaktadır.
Ticaret dengesi baz alındığında sektörde Türkiye’nin 14. sırada olduğu görülmektedir.
22.831.489.752 TL ciroya sahip deri ve deri ürünleri sektöründe yer alan 6.557 işletmenin %80'i mikro, %16,6’sı ise küçük işletmedir. Sektördeki çalışan sayısı 66.785’dir.
Deri ve deri ürünleri sektörüne ilişkin 2020 yılında %55,2, 2021 yılında %62 olan kapasite kullanım oranı, 2022 yılı ilk 4 ayında %65,4’e çıkmıştır.
Kazlıçeşme Deri Ürünleri Araştırma Geliştirme San. ve Tic. Ltd. Şti. sektördeki ilk ve tek AR-GE Merkezi konumundadır.
Kağıt Sektörü
Ülkemiz kağıt sektörü taşıdığı büyüme potansiyeli, devamlı gelişen iç pazar ve artan talebe rağmen hammaddeye erişim konusunda yaşanan sıkıntılar, ham madde ve yardımcı maddelerin ithalat yoluyla tedarik edilebilmesi ve üretim maliyetlerindeki artış sebebiyle üretim açısından yeterli seviyeye erişememiştir. Ülkemizin hemen hemen her bölgesinde kağıt sektörünün aktif olduğu söylenebilir. İşletme sayısı bakımından illerdeki yoğunlaşma incelendiğinde ise İstanbul, İzmir ve Kocaeli gibi iller öne çıkmaktadır.
Türkiye’nin kâğıt ve karton, kağıt hamurundan, kağıttan veya kartondan eşya ithalatı 2021 yılında 2.7 milyar dolar olarak gerçekleşmiş olup, Türkiye’nin toplam ithalatında kağıt ürünleri %1'lik pay almıştır.
Türkiye’nin son beş yılda kağıt ürünleri ihracatı %30 artarak 2021 yılında 2.16 milyar dolara ulaşmıştır. 177 ülkeye ihracat gerçekleşmiş, en fazla Birleşik Krallık, Irak, İsrail, ABD ve Almanya‘ya kağıt ve karton ürünler ihraç edilmiştir. 2020-2021 arası ihracat değer artışı %25 olup, Türkiye toplam ihracatında kağıt ve karton ürünlerin payı %2,25 'dir . Dünya pazarında Türkiye 21. sırada yer almıştır.
2015 yılından bu yana e-ticaretin ve online alışverişlerin artması kağıt ambalaj ve kartonlara ihtiyacı artırmıştır. Pandemi ile birlikte temizlik ve hijyenin öne çıkmasıyla ambalajın ne kadar önemli olduğunun farkına varılmıştır. İçindeki ürünü el değmeden, ortamın zararlı etkenlerinden koruyarak sağlıklı bir şekilde tüketiciye ulaştırması nedeniyle ambalajlı ürün daha fazla tercih edilir olmuş ve 2020 - 2021 yıllarında ambalaj kâğıdı, oluklu mukavva ve kartona olan talep %5 oranında artış göstermiştir. Yine temizlik ve hijyen kağıtlarına olan talepte %1'lik artış gözlenmiştir. Diğer yandan yazı tabı ve ofset kağıtlara olan taleplerde de, evden çalışma ve online eğitimlerin devreye girmesi ile düşüşler yaşanmıştır.
Geri dönüşüm oranı yüksek olan karton ambalaj, biyo çözünür olması nedeniyle doğada kalsa bile kısa sürede çözünmesi ve çevreyi kirletmemesi sebebiyle önemini daha da öne çıkarmıştır. Bu üstün özellikleri ile Avrupa Yeşil Mutabakatı'na uyumun en önemli konusu olan temiz ve döngüsel ekonomi bakımından en avantajlı ambalaj türüdür.
Mobilya Sektörü
Mobilya sektörü, oturmaya mahsus mobilyalar, bunların aksam ve parçaları, tıpta, cerrahide, diş hekimliğinde ve veterinerlikte kullanılan mobilyalar, bunların aksam ve parçaları, diğer mobilyalar, bunların aksam ve parçaları ile somyalar, yatak takımı eşyası ve benzeri eşya alt sektörlerinden oluşmaktadır.
Mobilya sanayi katma değer açısından da ülkemizin önde gelen sektörlerinden birisi olup, ihracatta yerli kaynakları en çok kullanan ve ithal ürünlere bağımlılığı en az olan sektörlerden biri olarak ekonomiye katkısını artarak devam ettirmektedir.
Ülkemiz mobilya sektörünün 2010 yılındaki 10,8 milyar TL olan cirosu, 5,4 kat büyüme ile 2020 yılında 58,8 milyar TL’ye yükselmiştir. Mobilya sektörü, imalat sanayi içerisindeki %4,9 pay ile 209 bin doğrudan istihdam sağlamaktadır.
Türk mobilya sektörünün 2021 yılı ihracatı bir önceki yıla göre %23,3 oranında artarak 4,2 milyar ABD doları, ithalatı ise %12,8 oranında artarak 562 milyon ABD doları olarak gerçekleşmiştir. 2017 yılında 2,3 milyar ABD doları olan sektör ihracatı, 2017-2021 yılları arasında %79 büyüme ile 4,2 milyar ABD doları seviyesine ulaşmıştır. Mobilya sektörü dış ticaret fazlası 2017 yılından 2021 yılına kadar %110 oranında artışla 1,7 milyar ABD dolarından 3,6 milyar ABD dolarına yükselmiştir.
2021 yılı verilerine göre dünyadaki mobilya sektörü ihracat büyüklüğü 234 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiş olup Türkiye 2021 yılında gerçekleştirdiği 4,2 milyar ABD doları değerindeki mobilya ihracatıyla dünyada 11. sırada yer almıştır.
Seramik Sektörü
Seramik sektörü sanayi katma değer açısından ülkemizin önde gelen sektörlerindendir. Seramik sektörünün, ihracatta yerli kaynakları en çok kullanan ve ithal ürünlere bağımlılığı en az olan sektörlerden biri olarak, Türk ekonomisine katkısı oldukça önemlidir.
Sektör seramik kaplama malzemeleri, seramik sağlık gereçleri alt sektörleri ile inşaat sektörüne önemli oranda girdi sağlayan bir sanayi dalı olarak göze çarpmaktadır. Sektörümüzün, Türkiye’nin en eski ve en hızlı ilerleyen sektörlerinden biri olması itibariyle her geçen yıl ürünlerini geliştirmekte ve ürün çeşitliliğini artırmaktadır.
Dünyada kullanılan yeni üretim teknolojileri ve modern seramik üretim hatları ülkemize kurulmuştur.
Bugün seramik kaplama malzemeleri üreten firmalarımız 113 ülkeye, sağlık gereci üreten firmalarımız ise 95 ülkeye ürünlerini ihraç etmekte, giderek büyüyen üretim kapasitesi, modern teknoloji yatırımları ve yüksek kalite avantajları sayesinde Türk seramik sektörünün dünya pazarlarındaki rekabet gücü de artmaktadır.
Türkiye 370 milyon m2’lik üretimi ile seramik kaplama malzemeleri (SKM) üretiminde Avrupa’nın 2. ve dünyanın 7. büyük üreticisi ve aynı zamanda Avrupa’nın 3. ve dünyanın 5. büyük seramik karo ihracatçısı konumundadır. Türkiye, dünyanın önde gelen seramik sağlık gereci üreten ülkelerinden biridir. Büyük oranda yerli girdiler kullanan sektör, yüksek ihracat rakamları ile ülkemizin rekabet gücüne katkı sağlayan en önemli sektörlerinden biridir.
Ülkemiz seramik sağlık gereçleri (SSG) alanında yaklaşık 330 bin ton üretim ile Avrupa’nın en büyük seramik sağlık gereçleri üreticisi ve 167 bin ton ihracatı ile seramik sağlık gereçleri ihracatında miktar olarak Avrupa’da birinci ülkedir.
Seramik sektörü 2021 yılı ihracatı 1,6 milyar ABD doları, ithalatı ise 369 milyon ABD olarak gerçekleşmiştir.
Cam Sektörü
Cam sanayi birçok sektöre girdi veren temel sanayi alanlarından biridir. Cam üretimi modern teknoloji, enerji yoğun, büyük ölçekli yatırım ve dolayısıyla önemli ölçüde (sermaye yoğun) finans kaynağı gerektiren bir sektördür. Bununla birlikte, fırınların kesintisiz çalışmak zorunda olması, yenileme, bakım, modernizasyon ve yeni kapasite yatırımlarının yüksek sermaye ihtiyacı gerektirmesi sektöre girişleri zorlaştırıcı unsurlardır.
Türkiye cam sektöründeki büyük kuruluşlar T. Şişe ve Cam Fab. A.Ş., Düzce Cam, Güral Cam, Park Cam ve İzocam firmaları olarak sıralanabilir. Küresel konumda üretimde Türkiye düzcamda Avrupa’da 1’inci, dünyada 5’inci sırada, cam ev eşyasında Avrupa’da 2’nci, Dünya’da 3’üncü sırada, cam ambalajda Avrupa’da ve Dünya’da 5’inci sırada, soda külünde Avrupa’da 4’üncü, dünyada ise 8’inci sıradadır.
Cam maddesinin en büyük özelliği olarak sonsuz sayıda geri dönüştürülebilir oluşu gösterilmektedir. Cam sanayi tesisleri genellikle İstanbul, Gebze, Mersin, Kırklareli, Denizli bölgelerinde bulunmaktadır. Ülkemizdeki üretim kapasitesinin yüzde 72’lik kısmı Şişecam Grubu tarafından karşılanmaktadır.
Cam sanayi üretiminde kullanılacak ham maddenin ülkemizde bol miktarda bulunması ile üretimin yerli olması sağlanmış; dolayısıyla sektörün ülkede ve küresel düzeyde başarısını olumlu yönde etkilemiştir.
Türkiye'nin ihracatında önemli bir yere sahip olan ve ihraç pazarlan sürekli gelişen cam endüstrisinde, yurt içi talep hemen hemen tümüyle karşılanabilen bir düzeye sahiptir.
Türk cam sanayisi ekonomiye sağladığı katkıyı çok geniş bir değer zinciri ve ekonomik katılım ile gerçekleştirmektedir. Bugün ana cam üreticilerinin yanı sıra sektörde ikincil işlemler yapan işlemeciler, dekorcular ve atölyeler gibi cama değer katan 12 bin üzeri küçük ve orta büyüklükte firma bulunmaktadır. Türk cam sanayisi bu firmalara önemli bir iş hacmi oluşturmaktadır.
Cam sektörü 2021 yılı ihracatı 1.4 milyar ABD doları, ithalatı ise 1.1 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir.
Çimento Sektörü
Türkiye’de 2020 yılı itibarıyla sektörde 55 entegre tesis ve 21 öğütme tesisi bulunmaktadır. Türk çimento sektörü yaşadığı ekonomik daralmalardan sonra 2020 yılındaki yaklaşık %23 büyüme göstermiştir. Bunun en önemli sebebi olarak geçtiğimiz 2 yılda baskılanan talebin devreye girmesi görülmektedir. 2020 yılında toplam üretim 76,5 milyon ton ve artış oranı %27,5’dir.
2020 yılında sektörün tamamının iç satışı 59,2 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Üretilen çimentonun yaklaşık %22,1’i ihracatta kullanılmıştır. 2020 yılı kişi başı çimento tüketimi yaklaşık 707 kg.’dır. 2020 yılında sektörün kapasite kullanım oranı yaklaşık %84 olarak hesaplanmıştır. Sektör için 2020, ihracatta rekorların kırıldığı bir yıl olmuştur. Geleneksel ihraç pazarları olan Orta Doğu ve Akdeniz Bölgesi'nin ağırlığı azalırken, Amerika Kıtası'nın ağırlığı artmıştır.
2020 yılı TÜİK verilerine göre toplam ihracatın (çimento + klinker) tutarı yaklaşık 1.116 milyon ABD doları olarak gerçekleşmiş ve bir önceki yıla göre yaklaşık %27’lik bir artış sağlanmıştır.
11,7 milyon ton olan 2019 yılı klinker ihracat rakamı, 2020 yılında %23,7 oranındaki artışla 14,4 milyon tona çıkmıştır. 2020 yılında sektörün çimento ihracatı 17,0 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Aynı şekilde tonaj olarak toplam ihracata baktığımızda, 2019 yılında 23,0 milyon ton olan ihracat, 2020 yılında %36,6’lık artışla 31,4 milyon tona çıkmıştır. Son 3 yılda en çok çimento ihracatı ABD’ye yapılmıştır. 2020 yılında ABD’ye 5,0 milyon ton ihracat gerçekleştirilmiştir. Yükselişte olan İsrail pazarına ise 3,1 milyon ton ihracat yapılmıştır. Son yılların şampiyonu Suriye sıralamada 1,3 milyon ton ile üçüncü olmuştur. Çimento ihracatının sırasıyla %31 ve %19’u ABD ve İsrail’e yapılırken ihracatta diğer önemli pazarlar Suriye, Haiti ve Libya olmuştur.
Çimento ihracatında ağırlık özellikle ABD ve Haiti’nin etkisiyle Amerika kıtası olurken, ikinci önemli pazar İsrail ve Suriye etkisi ile birlikte Orta Doğu yani Asya pazarı olmuştur. Klinker ihracatında ağırlık Afrika ülkelerine olurken, Avrupa ülkeleri diğer önemli pazar haline gelmiştir. En çok klinker ihracatı Gana, Fildişi Sahili ve Gine’ye yapılmıştır. Klinker ihracatının %72’si Afrika’ya yapılmıştır.
2020 yılında çimento ihracatının %40’ı Amerika, %32’si Asya, %15’i Afrika ve %12’si Avrupa ülkelerine gerçekleştirilmiştir. 2020 yılında dökme çimento satışlarının payı az da olsa artmıştır. İç satışların 44.819.662 tonu (%80,53) dökme ve 10.833.495 tonu ise (%19,47) torbalı olarak gerçekleşmiştir.
Bölgesel olarak bakıldığında dökme çimento satışlarının batı ve orta bölgelerimizde yaklaşık %86 oranında daha fazla tercih edildiği görülmüştür. Doğu bölgelerinde ise dökme satışlarının payı %75’ler düzeyindedir.
Türk çimento sektörü; üretim kalitesi, sektörün sağlıklı gelişiminin sürdürülmesi için kurulan AR-GE merkezleri, gerçekleştirilen eğitimler, çevreye, insana ve iş sağlığına olan duyarlılığı ve yapılan yatırımları ile dünya çimento sektöründe çok önemli bir konuma gelmiştir. Sektörün en önemli politikası; çimento tüketimini azaltmadan çevre ile ilgili sorunları gözeterek ve teknolojinin sunduğu tüm imkanları kullanarak sürdürülebilir kalkınma ilkelerinin hayata geçirilmesidir.
Türkiye’de çimento talebinde özel konut inşaatları ilk sırada yer almaktadır. Gündemde olan mega projelerle birlikte altyapı inşa faaliyetleri kaynaklı talep, son yıllarda yükseliş kaydetmektedir. Kentsel dönüşüm projeleri, nükleer santraller gibi büyük projeler de önümüzdeki dönemde çimento talebinin canlı bir seyir izlemesinde etkili olacaktır. Türkiye’de çimento talebinde özel konut inşaatlarının en yüksek paya sahip olduğu görülmektedir.
Gündemde olan mega projelerle birlikte altyapı inşa faaliyetleri kaynaklı talep de son yıllarda yükseliş kaydetmektedir.
Türk çimento sektörünün 2021 yılındaki çimento ihracatı bir önceki yıla göre %12 oranında artarak 1,3 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. 2021 yılında Türkiye’nin çimento ihracatı yaptığı ilk üç ülkeyi sırasıyla ABD, İsrail ve Fildişi Sahilleri oluşturmaktadır.
2021 yılı verilerine göre Türkiye’nin çimento ithalatı yaptığı ilk üç ülkeyi Birleşik Krallık, İtalya ve Fransa oluşturmaktadır. Türkiyenin 2021 yılı ithalatı 7.409 bin ABD doları olarak gerçekleşmiştir.