Loading...

ÇALIŞMA HAYATINDA BİREYSEL VE TOPLU İŞ HUKUKU

T
ürkiye’de anayasa güvencesi altında olan çalışma hayatı yasalarla düzenlenmiştir. Anayasa’ya göre herkes istediği alanda çalışmakta ve sözleşme yapmakta serbesttir.
Bireysel İş Hukukundaki Genel Hükümler
Genel olarak iş süresi haftada en çok kırk beş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, iş yerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanmaktadır. Yer altı maden işlerinde çalışan işçilerin çalışma süresi; günde en çok yedi buçuk, haftada en çok otuz yedi buçuk saattir.

İş Hukuku’na göre iş sözleşmeleri nitelik, işin süresi, çalışma biçimi gibi açılardan farklı türlerde oluşturulabilmektedir.

4857 sayılı İş Kanunu’na göre; bir yıl veya daha uzun süreli iş sözleşmelerinin yazılı yapılması şarttır. İşverenin onayı ile işçinin iş yerinde çalışması durumunda da iş ilişkisi kurulmuş olmaktadır. İş sözleşmesine bir deneme kaydı konulması halinde deneme süresi en çok iki aydır. Ancak bu süre toplu iş sözleşmeleriyle dört aya kadar uzatılabilmektedir. Deneme süresi içinde taraflar iş sözleşmesini bildirim süresine gerek olmaksızın ve tazminatsız feshedebilmektedir. Ancak işçinin çalıştığı günler için ücret ve diğer hakları saklı kalmaktadır.

Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az 6 aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. Ancak yer altı işlerinde çalışan işçilerde en az altı aydır çalışıyor olma şartı aranmamaktadır. İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilmektedir. Taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede iş mahkemesi yerine özel hakeme de götürülebilmektedir. Kesinleşen ret kararının da resen tebliğinden itibaren iki hafta içinde arabulucuya başvurulabilir. İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlüdür.
İş Kanunu kapsamında çalışan işçiler, iş yerinde işe başladıkları günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olmak şartıyla yıllık ücretli izine hak kazanmaktadır. İşçinin iş yerinde bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dâhil) hizmeti varsa yıllık izin süresi 14 günden; beş yıldan fazla 15 yıldan az hizmeti varsa 20 günden; 15 yıl (dâhil) ve daha fazla hizmeti varsa 26 günden az olamayacaktır. Yer altı işlerinde çalışan işçiler için bu süreler dörder gün artırılarak uygulanmaktadır. 18 ve daha küçük yaştaki işçilerle 50 ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamayacaktır. Bu yıllık ücretli izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilmektedir.

15 yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak 14 yaşını doldurmuş ve zorunlu ilköğretim çağını tamamlamış olan çocuklar; bedensel, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabileceklerdir. 14 yaşını doldurmamış çocuklar ise bedensel, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak sanat, kültür ve reklam faaliyetlerinde yazılı sözleşme yapmak ve her bir faaliyet için ayrı izin almak şartıyla çalıştırılabileceklerdir.

Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak işlerde 18 yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılması yasaktır. Sanayiye ait işlerde 18 yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçilerin gece çalıştırılması yasaktır.
Çalışma Hayatında Asgari Ücret
Asgari Ücret Yönetmeliği’nde asgari ücret; “İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücrettir.” şeklinde tanımlanmıştır.

Ülkemizde 2014 yılında asgari ücrette 16 yaş ayrımı kaldırılarak yaş yönünden tek bir Ulusal asgari ücret uygulamasına geçilmiştir.

İş sözleşmesiyle çalışan ve 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi için ücretlerin asgari hadlerinin, işçi, işveren ve kamu kesimi temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığı ile Asgari Ücret Yönetmeliği’nde belirlenen ilke ve esaslara göre belirleneceği öngörülmüştür.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun; 16.12.2021 tarihli ve 2021/1 sayılı Kararı ile işçinin bir günlük normal çalışma karşılığı asgari ücreti 01.01.2022-31.12.2022 tarihleri arasında günlük 166,80 TL (yüz altmışaltı lira seksen kuruş) olarak tespit edilmiştir. Söz konusu Karar, 17.12.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

2022 yılı asgari ücreti brüt 5.004 TL, net 4.253,4 TL’dir. Net asgari ücrette bir önceki yıla göre %50,51 oranında artış yapılmıştır. Net asgari ücret 2002 yılına göre nominal olarak 23 katına çıkmış; aynı dönemde reel olarak ise (Nisan ayı itibarıyla) %124,52 oranında artış gerçekleşmiştir.

1 Temmuz 2022 tarihinden itibaren geçerli olacak asgari ücret, brüt 6 bin 471 TL, net 5 bin 500,35 TL olarak belirlendi. Böylece, 2022 Ocak dönemine göre net asgari ücrette yaklaşık yüzde 30 oranında artış yapıldı. 2021 yılına göre ise net asgari ücretin kümülatif artış oranı yaklaşık yüzde 95 oldu. Asgari ücrette yapılan bu artış, tüm çalışanlar bakımından da vergi istisnası tutarının artışı kadar ek gelir avantajı sağlamaktadır Bununla birlikte tarihi bir adım atılarak; yapısal bir dönüşüm sağlanmış, tüm işçilerin ücret gelirlerinin, asgari ücrete kadar olan kısmından gelir ve damga vergileri kaldırılmıştır. Böylece, çalışma hayatında uzun süredir üzerinde tartışılan bu konuda kalıcı olarak bir iyileşme sağlanmıştır.

Bütün işkollarını kapsayacak şekilde ulusal olarak tespit edilen asgari ücret, kamu düzeni ile ilgili olup, işçilere Asgari Ücret Tespit Komisyonunca belirlenen miktarın altında bir ücretin ödenmesi mümkün bulunmamaktadır.

Asgari ücretin üzerindeki ücret ve sosyal haklar ise işçi ve işveren arasında akdedilen iş sözleşmeleri ve taraflar arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmeleriyle veya iş yeri personel yönetmelikleriyle serbestçe belirlenebilmektedir.
İş Sağlığı ve İş Güvenliği, İş Hayatının Denetimi
Türkiye; çalışanların iyilik hallerinin korunmasında önleyici yaklaşım politikasını benimsemiştir. İş sağlığı ve güvenliği mevzuatı, AB direktifleri ile uyumlaştırılmış ve bu doğrultuda müstakil bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu hazırlanarak yürürlüğe konulmuştur. Kamu veya özel sektör ayrımı olmaksızın tüm işlere, iş yerlerine ve çalışanlara ilgili mevzuat hükümleri uygulanmaktadır.

İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili politika ve stratejilerin belirlenmesi için yürütülen çalışmalara tüm tarafların katılımları sağlanmakta ve devlet-çalışan-işveren diyaloğunu sürdürülebilir kılmak adına iletişim kanalları aktif olarak kullanılmaktadır.

Bu çerçevede her yıl, dünyanın birçok ülkesinden alanlarında öncü akademisyenlerin, uzmanların, sivil toplum örgütü temsilcilerinin ve ulusal ve uluslararası kuruluşların yetkililerinin katılımı ile İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı/Kongresi düzenlenmektedir.
İşe bağlı tehlikelerin olumsuz etkilerini önlemek amacıyla araştırmalar yapmak, tedbirler geliştirmek, iş yerlerine yönelik ortam ölçüm, analiz, test ve risk değerlendirmesi çalışmaları yapmak, eğitim faaliyetleri düzenlemek, sektörel düzeyde projeler geliştirmek, yayınlar hazırlayarak güncel teknolojik gelişmelere ve uluslararası standartlara uyum sağlamak üzere kurulmuş olan bir Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü bulunmaktadır.

İş sağlığı ve güvenliği alanında; yetişmiş insan gücünü temin etmek için özel eğitim kurumları, iş yerlerinde rehberlik faaliyetlerini yürütmek maksadıyla iş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri, iş yerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmeti vermek üzere ortak sağlık ve güvenlik birimleri ve iş hijyeni ölçüm, test ve analizlerini yapan laboratuvarlar yetkilendirilerek bu alanda yetkin bireylerin ve kurumların görev alması sağlanmaktadır.

Türkiye’de her işveren, çalışanlarının işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. İş yerlerinin daha güvenli ve sağlıklı yerler haline getirilebilmesi adına her işyerinde; çalışanlara eğitim verilmesi ve periyodik olarak sağlık gözetimlerinin yapılması, risk değerlendirmesi yapılması, acil durum planlarının hazırlanması ve tatbikatların yapılması gibi birçok uygulamanın hayata geçirilmesi adına gerekli mevzuat altyapısı tesis edilmiştir. İşverenler, kendisine rehberlik etmek üzere iş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri görevlendirebilmektedir.
Uluslararası alanda aktif rol alan Türkiye, iş sağlığı ve güvenliğine yönelik bilgi ve deneyimini artırma ve paylaşma noktasında G20 İş Sağlığı ve Güvenliği Ağı’nın Eş Başkanı, İslam İş Birliği Teşkilatı İş Sağlığı ve Güvenliği Ağı’nın Daimi Sekretaryası ve Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı’nın Odak Noktası rollerini üstlenmiştir.

İş sağlığı ve güvenliği mevzuatının uygulanmasının izlenmesi ve denetlenmesi görevi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yürütülmektedir. Yapılan denetimlerde ve iş kazası ile meslek hastalıkları istatistiklerinde öne çıkan hususlar hakkında mevzuat değişiklikleri, politikalar ve projeler hayata geçirilmektedir.

Kayıt dışı istihdam ile mücadele etmek amacıyla da sosyal güvenlik alanında reform niteliğinde birçok yapısal değişiklik yapılmıştır. Kayıt dışı istihdamla ilgili denetimlerde etkinliğinin artırılması amacıyla risk odaklı denetim anlayışı benimsenmiş, veri paylaşımına dayalı çapraz denetim mekanizmaları devreye sokulmuş, tüm denetim sürecinin elektronik ortamda yürütülmesini sağlayacak otomasyon programları hazırlanmış ve denetim kapasitesinin artırılması amacıyla denetim ve kontrol ile görevli personel sayısı artırılmıştır.
Türkiye İş Kurumu (İŞKUR)
Türkiye İş Kurumu istihdamın korunmasına, geliştirilmesine, yaygınlaştırılmasına ve işsizliğin önlenmesi faaliyetlerine yardımcı olmak ve işsizlik sigortası hizmetlerini yürütmek üzere kurulmuştur. 24 Haziran 2003 tarihinde kabul edilen 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunu ile Kurum, günün ihtiyaç ve koşullarına göre yeniden yapılandırılmış, bununla birlikte yönetimde sosyal tarafların da temsil edilmesi ve özel istihdam bürolarının kurulması imkânı sağlanmıştır. 2011 yılında çıkarılan 665 sayılı KHK ile Kurum, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının mevzuattan kaynaklanan ve taşrada yürütülmesi gereken görevlerden de sorumludur. Bununla birlikte 2012 yılında iş ve meslek danışmanlarının göreve başlamasıyla danışmanlık faaliyetlerinde iş arayan, işveren ve okul portföyleri üzerine kurgulanmış portföy temelli bir sisteme geçilmiş, danışmanlık hizmetleri sistematik bir şekilde sunulmaya başlamış, nicelik ve nitelik anlamında önemli ilerlemeler yaşanmıştır.
Dinlenme ve Tatil Hakkı
Anayasa’nın 50. maddesine göre dinlenmek çalışanların hakkıdır. Resmi ve bayram tatilleri, ücretli izin hak ve şartları kanunlar aracılığıyla düzenlenmektedir.

İş Kanunu'na göre çalışanlara tatil gününden önce iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az 24 saat dinlenme (hafta tatili) verilir. Çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenmektedir. Kamu kurumlarında istihdam edilenler için ise haftalık tatil süresi 2 gündür.

Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde iş yerlerinde çalışılıp çalışılmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmeleriyle kararlaştırılır. Sözleşmelerde hüküm bulunmaması halinde söz konusu günlerde çalışılması için işçinin onayı gereklidir.

Ulusal, resmî ve dinî bayram günleri ile yılbaşı günü kamu kurum ve kuruluşları tatil edilmektedir. Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Ekim günü, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı ve 30 Ağustos ise Zafer Bayramı resmî bayram günleridir. Dinî bayramlar ise İslami takvime göre her yıl günü değişen Kurban ve Ramazan Bayramlarıdır. Bunlar dışındaki genel tatil günleri ise 1 Ocak yılbaşı, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü'dür.
Kıdem Tazminatı 
Aynı işverene bağlı olarak en az bir yıl çalışan ve kıdem tazminatını hak edecek şekilde iş sözleşmesi sona eren işçi, tüm sosyal haklar dâhil giydirilmiş son aylık brüt ücreti üzerinden çalıştığı yıl sayısı kadar kıdem tazminatına hak kazanmaktadır. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılmaktadır.

Bireysel veya toplu iş sözleşmeleriyle işçi lehine değiştirilerek kıdem tazminatının, 30 günlük ücret tutarının üzerinden ödenmesinin kararlaştırılması mümkündür.

İşçinin giydirilmiş son brüt ücreti üzerinden alacağı kıdem tazminatı miktarı, Devlet Memurları Kanunu’na tabi en yüksek devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçememektedir.
Toplu İş Hukuku ile İlgili Düzenlemeler
Türkiye’de işçiler ve işverenler üyelerinin çalışma ilişkilerinde ekonomik ve sosyal hakları ile çıkarlarını korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendika ve üst kuruluşlar kurma hakkına sahiptir. Sendikalara üye olmak ve üyelikten ayrılmak serbesttir. Hiç kimse sendikaya üye olmaya, sendikada üye kalmaya ve üyelikten ayrılmaya zorlanamaz. Herhangi bir iş yerinde çalışmak, işçi sendikasına üye olmayı veya olmamayı gerekli kılmamaktadır. 
Sendikal Çalışmalarla İlgili Hükümler
Sendika ve konfederasyonlar, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’ndaki kuruluş usul ve esaslarına uyarak önceden izin almaksızın kurulabilmektedir. Sendikalar kuruldukları iş kolunda faaliyette bulunabilmektedir. Kamu işveren sendikalarının, aynı iş kolundaki kamu işverenleri tarafından kurulması ve faaliyette bulunması şartı aranmamaktadır.

Kuruluşlar, kurucularının kuruluşun merkezinin bulunacağı ilin valiliğine dilekçelerine ekli olarak kuruluş tüzüğünü vermeleriyle tüzel kişilik kazanmaktadır. Sendikalar için kurucuların kurucu olabilme şartlarına sahip olduklarını ifade eden yazılı beyanları; üst kuruluşlar için ilgili kuruluşların genel kurul kararları dilekçeye eklenmektedir.

Kuruluşun ve şubelerinin organları; genel kurul, yönetim kurulu, denetleme kurulu ve disiplin kuruludur. Kuruluşlar ihtiyaca göre başka organlar da kurabilmektedir. Ancak genel kurul ile yönetim, denetim ve disiplin kurullarının görev ve yetkileri bu organlara devredilememektedir.
Üst kuruluş (konfederasyon) üyeliğine başvuru genel kurul kararına bağlıdır. Üst kuruluş üyeliği, tüzükte belirlenen yetkili organın kabulüyle kazanılmaktadır. Aynı zamanda birden fazla üst kuruluşa üye olunamamaktadır. Üst kuruluş üyeliğinden çekilme de genel kurul kararına bağlıdır. Üst kuruluş üyeliğinden çıkarılma ise üst kuruluş genel kurulu kararıyla olmaktadır.

Kuruluşlar; tüzüklerinde gösterilen amaçlarını gerçekleştirmek üzere uluslararası işçi ve işveren kuruluşlarının kurucusu olabilir, bu kuruluşlara serbestçe üye olabilir ve üyelikten çekilebilir, iş birliğinde bulunabilir, üye ve temsilci gönderebilir veya kabul edebilir ve dış temsilcilik açabilmektedir. Uluslararası işçi ve işveren kuruluşları Dışişleri Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle İçişleri Bakanlığının izniyle Türkiye’de temsilcilik açabilmekte ve üst kuruluşlara üye olabilmektedir.
Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt ile İlgili Yasal Düzenlemeler
Türkiye’de toplu iş sözleşmeleri, bir yıldan az ve üç yıldan fazla süreli olamamaktadır. İstisna olarak faaliyetleri bir yıldan az süren işlerde uygulanmak üzere toplu iş sözleşmesinin süresi bir yıldan az olabilmektedir. Toplu iş sözleşmelerinin süresi sözleşmenin imzalanmasından sonra taraflarca hiçbir şekilde değiştirilememektedir.

Toplu iş sözleşmelerinden yalnızca, taraf işçi sendikalarının üyeleri yararlanabilmektedir. Taraf sendikaya üye olmayanlar ise dayanışma aidatı ödemek suretiyle sözleşmeden faydalanabilmektedir.

Toplu iş sözleşmeleri; iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri içermektedir. Toplu iş sözleşmeleri ayrıca tarafların karşılıklı hak ve borçlarını, sözleşmenin uygulanması ile denetimini ve uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak çözüm yollarını düzenleyen hükümleri de kapsayabilmektedir. Bir toplu iş sözleşmesi, aynı iş kolunda bir veya birden çok iş yeri için de geçerli olabilmektedir. Bunun yanında işçi sendikası ile işveren sendikası arasında birden çok üye işverene ait aynı iş kolunda kurulu işyerlerini ve işletmeleri kapsayan “grup toplu iş sözleşmesi” ve Ekonomik ve Sosyal Konseyde temsil edilen işçi ve işveren konfederasyonlarına üye işçi ve işveren sendikaları arasında iş kolu düzeyinde “çerçeve sözleşme” de yapılabilmektedir.
İstihdam
2022 Mayıs ayı itibarıyla Türkiye genelinde toplam istihdam 30 milyon 769 bin kişi olmuştur. 2022 yılı 1. Çeyrek (Ocak-Şubat-Mart) verilerine göre dört ana sektör incelendiğinde; toplam istihdam içerisinde tarımın payı %14,8, sanayinin payı %22,2, inşaatın payı %5,5 ve hizmetlerin payı %57,4 olarak gerçekleşmiştir.

Yine 1. Çeyrek verilerine göre istihdam edilenlerin %62,9’u erkek, %40,2’si lise altı eğitimlidir. İstihdam edilenlerin %70,9’unu ücretli veya yevmiyeliler, %16,7’sini kendi hesabına çalışanlar, %4,5’ini işverenler, %7,9’unu ücretsiz aile işçileri oluşturmaktadır.
İş Gücüne Katılım Oranı
2022 Mayıs ayı itibarıyla işgücüne katılım oranı %53’tür. Bu oran erkeklerde %71,3, kadınlarda %35,1 olmuştur.

2022 yılı 1. Çeyrek (Ocak-Şubat-Mart) verilerine göre lise altı eğitimlilerde işgücüne katılma oranı %45,1 iken, yükseköğretim mezunlarında bu oran %77,4’tür. Lise altı eğitimlilerde işgücüne katılma oranı erkeklerde %64,4 iken, kadınlarda %25,5’tir. Lise mezunlarında iş gücüne katılma oranı erkeklerde %70,5 iken, kadınlarda %33,9’dur. Yükseköğretim mezunlarında iş gücüne katılma oranı erkeklerde %84,9 iken, kadınlarda %69,2’dir.

Türkiye’de İŞKUR tarafından kamu istihdam hizmetlerinin bir parçası olarak aktif istihdam politikalarına büyük önem verilmektedir. Bu kapsamda ekonomik ve sosyal sorunların yaşanmasına neden olan işsizlik sorunuyla mücadele etmek üzere aktif iş gücü piyasası programları kapsamında mesleki eğitim kursları, işbaşı eğitim programları, özel proje ve uygulamalar düzenlenmektedir.

Mesleki eğitim kursları; mesleği olmayanlara meslek edindirmek, mesleği olmakla birlikte mesleki becerilerini geliştirmek isteyenlerin istihdam edilebilirliğini artırmak amacıyla düzenlenmektedir. İşbaşı eğitim programları ise kuruma kayıtlı işsizlerin mesleki deneyim edinmeleri ve teorik eğitimini aldıkları mesleklerde uygulamayı görmesi, çalışma ortamına uyumunun sağlanması amacıyla düzenlenmekte olup işsizlerin mesleki yeterliklerini geliştirebilecekleri ve tecrübe edinecekleri bir programdır.
Bu kapsamda İŞKUR tarafından 2002-2021 yılla- rında düzenlenen mesleki eğitim kurslarından 1.854.112 kişi yararlanmış, kursiyerlerin %58’ini kadınlar oluşturmuştur. 2009 yılından itibaren uygulanan işbaşı eğitim programlarından ise 2021 yılsonuna kadar 2.376.437 kişi yararlanmış, katılımcıların %51’ini 15-24 yaş grubunda yer alan gençler oluşturmuştur.

2022 yılı Ocak-Haziran dönemi itibarıyla ise mesleki eğitim kurslarından 8.341 kişi yararlanmış kursiyerlerin %58’ini kadınlar oluşturmuştur. Aynı dönemde işbaşı eğitim programlarından 105.827 kişi yararlananmış katılımcıların %44’ünü 15-24 yaş grubunda yer alan gençler oluşturmuştur.

Türkiye’den yurt dışına düzenli iş gücü göçü, Federal Almanya ile 30 Ekim 1961 tarihinde yapılan İş Gücü Anlaşması ile başlamıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre 2021 sonu itibarıyla yurt dışındaki Türk nüfusu, 5,8 milyonu AB üyesi ülkelerde olmak üzere toplam 7 milyona yaklaşmaktadır. Bunların 3 milyonu aşkın kısmının bulundukları ülkenin vatandaşlığına geçtiği bilinmektedir.

Yurt dışında yaşayan Türklerin çalışma hayatından, sosyal güvenlikten ve diğer sosyal alanlardan kaynaklanan haklarının korunması için her türlü girişimde bulunulmakta, ayrıca yaşadıkları ülkeler ile yapılan ikili sosyal güvenlik sözleşmeleriyle bu haklar garanti altına alınmaktadır. Bu anlaşmaların uygulanması yakından takip edilmekte ve ihtiyaç görülmesi durumunda günün koşullarına uyarlanması için yabancı muhataplarımızla temaslar ve çalışmalar yürütülmektedir.

“BENİM TÜRKİYEM”

Siz de sizin gözünüzden Türkiye'yi anlatarak bize katkıda bulunabilirsiniz.