T
ürk Müziği, Selçuklular döneminden başlayarak günümüze kadar çok farklı alanlarda gelişmiştir. Bu alanlar; aydın kesimin kentlerde geliştirdiği klasik müzik, Anadolu insanının yüzyıllar boyu dolaysız söylemi olarak gelişen Türk halk müziği, dinsel müzik ve mehter müziğidir. Özellikle son yıllarda gelişen pop, rock ve caz müzik ise sevilerek dinlenen diğer müzik türleridir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı müzik alanında orkestra, koro ve topluluklardan müteşekkil 26 sanat birimi ile ülke genelinde ve uluslararası camiada Türk müziğimizin ve halk danslarımızın aslına uygun ve doğru bir biçimde gelecek kuşaklara aktarılması ve yaygınlaştırılarak bilinirliğinin artırılması; çok sesli müziğin ise klasik ve modern örnekleri ile tanıtılması amaçlarıyla hizmet ve faaliyetlerini yürütmektedir.
Ulvi Cemal Erkin
Çok Sesli Türk Müziği
Türk müziğinde çalışmalar; Cumhuriyet ilanından sonra yaygınlaşmıştır. Atatürk’ün önderliğinde, müzik çalışma ve gösterilerinde çağdaş müzik ile Türk halk müziğinin esas alındığı ve uluslararası müzik tekniği ile araçlarının kullanıldığı Batı müziğine yöneliş hareketi başlamıştır. Gerek yurt dışına gönderilen öğrenciler gerekse yurt dışından getirtilen Joseph Marx, Paul Hindemith, Cari Ebert ve Bela Bartok gibi uzmanlarla temel kurumların oluşturulmasına başlanmıştır.
1924 yılında kurulan Musiki Muallim Mektebinin, 1936 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı olmasıyla halk müziğini Batı’nın çok sesli düzeni içinde işleme çalışmaları da ağırlık kazanmıştır. Cumhuriyetin ilk besteci kuşağını oluşturan Türk beşleri Cemal Reşit Rey, Ahmed Adnan Saygun, Ulvi Cemal Erkin, Ferit Alnar, Necil Kâzım Akses gibi sanatçılar Batı’nın değişik konservatuvarlarında yetişmiştir. Daha sonraki kuşaklar ise bir yandan halk müziğine dayanan, öte yandan Batılı akımlardan kaynaklanan Türk beste ekolünü oluşturmuşlardır. Aralarında önemli üslup ve anlayış farkı bulunmasına rağmen ilk kuşak bestecilerin ortak özelliği halk müziğinden yararlanmaları, yapıtlarında yerel motifler ve folklorik ezgilere yer vermeleridir. Türk folkloru üzerine araştırmalar ve derlemeler yapan Adnan Saygun, izlenimciliği ulusalcı bir tutuma dönüştürmüş, yabancı ülkelerde verdiği konferans ve konserlerle Türk müziğinin tanıtılmasında büyük rol oynamıştır.