Loading...

TÜRKİYE’DE SOSYAL KONUT SEFERBERLİĞİ: TOKİ VE BİR MİLYON KONUT ÜRETİMİ

T
ürkiye’nin her bir köşesinde altyapıdan, millet bahçelerine, konut üretiminden çevre yatırımlarına, doğa koruma projelerinden atık yönetimine, kentsel dönüşümden coğrafi bilgi sistemlerine, mekânsal planlama- dan altyapı çalışmalarına kadar vatandaşların ihtiyaç duyduğu ve çağın gerektirdiği tüm çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmalar arasında konut üretimi, vatandaşların birincil ihtiyacı olarak öncelikli çalışma alanıdır. Dünya kamuoyu da barınma ve konut hakkını birincil ihtiyaç olarak değerlendirmektedir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulü bu anlamda tarihi bir dönüm noktası olmuştur. Beyanname’nin kabulünden sonra uluslararası düzeyde insan hakları ve temel özgürlükler kapsamında barınma ihtiyacı bir insan hakkı olarak kabul görmüştür. Sağlıklı ve sürdürülebilir yaşam çevrelerinde herkes için yeterli, nitelikli ve ulaşılabilir konut hedefi, bütün devletlerin önceliği haline gelmiştir. Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Türkiye’de sosyal konut üretiminden sorumlu ana aktör olarak hem konut üretmekte hem de konut politikalarını belirlemektedir. Bir milyon konut hedefine 2021 yılında ulaşan TOKİ, kentsel dönüşüm/kentsel yenileme, afet sonrası konut üretimi, tarım kent uygulamaları, kaynak geliştirme projeleri, sosyal donatı alanları üretimi ve yurt dışı uygulamaları ile tüm dünyanın örnek aldığı bir sosyal konut modelini hayata geçirmiştir.

Güncel verilere göre 81 ilde üretilen 1 milyon 103 bin konutun %86.90’ının sosyal konut niteliğinde olması dar gelirli vatandaşlara yönelik desteğin ve bahse konu sosyal konut modelinin ne denli önemli olduğunu göstermektedir. Bir insan hakkı olarak bireyin konut hakkına temel teşkil eden uluslararası düzeydeki çalışmaların Türkiye’de TOKİ eliyle konut politikasına dönüşme süreci ve bu alanda yapılan somut çalışmalar üzerinde hassasiyetle çalışılmaktadır.
Konut Hakkı ve Sosyal Konut
Gelir durumuna bakılmaksızın herkes için yeterli konut sağlanması ve konutun bir insan hakkı olduğu Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde gerçekleştirilen HABITAT I-II-III Konferanslarında ele alınmış ve küresel bir eylem planı olarak dünyanın gündemine girmiştir. Özellikle 2016 yılında Ekvator’un başkenti Kito’da (Quito) gerçekleştirilen III. BM-HABITAT Konferansı’nda “çevresel sürdürülebilirlik”, “kimseyi geride bırakmamak”, “sosyal ve fiziki altyapıya ve hizmetlere eşit erişim” ve “insanca yaşamaya uygun ve ekonomik olarak ulaşılabilir konut” ilkeleri benimsenmiştir. Ocak 2016’da yürürlüğe giren BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında da “2030 yılına kadar herkesin yeterli, güvenli ve ekonomik olarak karşılanabilir konuta ve temel hizmetlere erişiminin sağlanması, ayrıca gecekondu alanlarının iyileştirilmesi” hedefine yer verilmiştir. Bu anlamda dünyada, özellikle farklı gelir gruplarının ihtiyaçlarına duyarlı konut politikaları kapsamında sosyal konut üretimi önemini korumaktadır.

Sosyal konut; yoksul veya dar gelirli ailelerin barınma gereksinimlerini karşılayabilecek biçimde standartlaştırılmış, en az boyut ve nitelikte, sağlığa elverişli, ucuz halk konutları şeklinde tanımlanabilir. Sosyal konut üretiminde öncelik, yeterli ve erişilebilir konut üretiminin hedef kitlelerin ihtiyaçlarını ve tercihlerini kapsayacak şekilde sürdürülebilir politikalar ile hayata geçirilmesidir. Nüfus artışı, demografik değişimler, göçler, iklim değişikliği ve afet riskleri ile yeni ekonomik ve politik gelişmeler, özellikle gelişmekte olan ülkelerin sosyal konut talebinin yeniden modellenmesi gereğini ortaya çıkarmıştır.

Sosyal konut üretimiyle hedeflenen, kentleşen dünyada yaşam çevrelerimizin daha sağlıklı, güvenilir ve yaşanabilir olmasıdır. Bu hedefe ulaşabilmek amacıyla, tüm dünyada ulusal ve yerel ölçekte sürdürülen politika ve projeler mevcuttur. Mevcut politikaların sürdürülmesinde ortaya çıkan temel sorunların başında artan yoksulluk, göçler, planlama eksiklikleri, yetersiz kaynaklar, hukuki ve idari yetersizlikler, çevresel bozulmalar ve doğal afetler gelmektedir. 19. yüzyılın sonunda Avrupa’da; 20. yüzyılın ilk yarısından itibaren ise diğer dünya ülkelerinde uygulanmaya başlayan sosyal konut politikaları ile bu sorunlar giderilmeye çalışılmıştır. Dünyada sosyal konut alanında ilk büyük uygulama Londra’nın “Bethnal Green” bölgesinde, ilk yasal düzenleme de 1889 yılında Belçika’da gerçekleştirilmiştir. Günümüzde sosyal konut alanında en fazla uygulama örneğinin bulunduğu Hollanda ise ilk kez 1901’de sosyal konut üretmeye başlamıştır.

Sosyal konut uygulamalarında ortak yönler bulunmakla beraber her ülkede farklı standartlar ve politikalar geliştirilmiştir. Bazı ülkelerde toplumun yalnızca yoksul kesimi bu konutlardan yararlanabilirken, bazı ülkelerde düşük ücretli kesimler, bazı ülkelerde ise orta gelir düzeyine sahip kesimler sosyal konutlardan yararlanabilmektedir. Türkiye’de ise sosyal konut üretiminde TOKİ tarafından uygulanan sosyal konut modeli bulunmaktadır.
Türkiye’de Konut Hakkı
ve Toplu Konut İdaresi (TOKİ)
Uluslararası belgelerle teminat altına alınan konut hakkı ve sosyal konut kavramı ülkemizde anayasal güvence altına alınmıştır. Konut teşebbüslerinin desteklenmesine ilişkin anayasal hüküm uyarınca 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanun ülkemizde konut probleminin çözümüne yön veren temel ilkeleri tanımlayan, özellikle organizasyon ve finansman konularına yönelik bir çerçeve kanundur. Kanun, konut ihtiyacının karşılanması için gereken kamusal desteklerin sağlanması ve gerekli olan hizmetin bu amaç için örgütlenmiş bir idare eliyle yerine getirilmesi için çıkarılmıştır. Bu amaçla 1984 yılında TOKİ kurulmuş, 1984 ile 2002 yılları arasında kendi arsaları üzerinde 43 bin 145 konutun üretimini gerçekleştirmiş ve 940 bin konut için kredi desteği sağlamıştır.

Türkiye’de konut ve kentleşmeye ilişkin sorunlara ulusal düzeyde çözüm üretilmesi, sağlıklı ve yaşanabilir kentsel çevrelerde yeterli ve nitelikli konut üretiminin sağlanması doğrultusunda 2002 yılından itibaren çok önemli gelişmeler kaydedilmiştir. 58. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti, konut ve barınma sorununa yönelik politikaları öncelikleri arasına almış ve tüm ülkede tarihin en büyük konut seferberliğini başlatmıştır. Açıklanan Konut ve Kentleşme Acil Eylem Planı, 1 Ocak 2003’te kabul edilmiştir. Bu plan ile “yenileme”, “dönüşüm” ve “nitelikli konut üretimi” gibi hedefler belirlenmiş, TOKİ’ye bu planı uygulama sorumluluğu ve yetkisi verilmiştir. 2003 yılından itibaren gerçekleştirilen düzenlemeler ile birlikte Türkiye tarihinde ilk kez büyük çapta bir “planlı kentleşme ve konut atağı” başlatılmıştır. Sözü edilen acil eylem planı ile özellikle Türkiye’nin ekonomik anlamda az gelişmiş şehirleri ile kırsal kesimden göç alan büyük şehirlerdeki dar gelirli ailelerin barınma sorunlarının çözülmesi hedeflenmiştir. Bu dönemde hükûmetin desteği ile birlikte, siyasi kararlılık, uygun mevzuatın geliştirilmesi ve kurumsal kapasitenin artırılması, merkezi hükûmet ile yerel yönetimlerin ve kamu-özel sektör iş birliğinin etkin şekilde modellenmesi, TOKİ eliyle gerçekleştirilen projelerde verimliliği ve başarıyı artırmıştır.